Siraci Münirden Evlilik İle İlgili Hadisler

[erkam]

Aişe r. “Kendisi için pişirdiğim bulamacı Pey-gamber s.’e getirdim. O esnada yanında duran Sev-de’ye “Ye” dedim, yemedi. “Bunu ya yersin ya da yü-züne atar berbat ederim” dediğim halde yine yemedi. Bu defa elimi bulamaca soktum, yüzünü onunla iyice sıvadım. Peygamber s. güldü, onun elini bulamaca sokturdu ve “Haydi sen de onun yüzünü bir iyi sıva!” dedi. O da yüzümü sıvadı, berbat etti. Buna da güldü. Derken oraya Ömer uğradı. Onun içeriye gireceğini sandı ve bize “Haydi kalkın, yüzünüzü yıkayın” dedi. Peygamber s., ondan çekindiği için, ben de devamlı olarak ondan (Ömer’den) çekinirim.”

“Bir adam Rasulullah’a gelerek şöyle dedi: “Yanımızda yetim bir kız var. Bu kıza birisi varlıklı, birisi de yoksul iki dünürcü geldi. Kız yoksulu istiyor. Biz ise varlıklıyız. Bunun üzerine Rasulullah: “Birbirini seven iki kimse için nikâhtan başkası düşünülemez” buyurdu”

Ebu Seleme b. Abdurrahman r.’dan: Pey-gamber’in hanımı Aişe’ye: “Rasulullah’ın ödediği mehir ne kadardı?” diye sordum: “Rasulullah’ın hanımlarına verdiği mehir o iki okiyye ve bir neşş idi. Neşşin ne oldu-ğunu bilir misin?” dedi. “Hayır” dedim. “Yarım okiyyedir. Bunların toplamı beş yüz dirhem eder. İşte Rasulullah s.’in hanımlarına ödediği mehir budur” dedi. (1 dirhem 2,8 gram ile 3,2 gram gümüştür.)

“Size oruç, namaz ve sadakanın derecesin-den daha faziletlisini haber vereyim mi? İki topluluğu barıştırmak. Onların aralarının bozulmuş olması dinin azlığındandır.”

Amir b. Sa’d’dan “Bir düğünde Kuraza b. Ka’b ve Ebu Mes’ud el-Ensari’nin yanına gittim. Onların yanında kızlar eğleniyorlardı. Dedim ki: “Siz ikiniz Rasulullah’ın arkadaşlarından ve Bedir’e katılanlardan olduğunuz halde yanınızda böyle yapıyorlar, siz de ses çıkartmıyorsunuz öyle mi?” Dediler ki: “İstersen bizimle beraber otur, istersen de git. Rasulullah bize düğünde eğlenmeye izin verdi.”

“Allah katında günahların en büyüğü bir ka-dınla evlenen ve ihtiyacını giderdikten sonra boşayandır.”

“Gerekçesi olmadan kocasından boşanma isteyen kadına cennet kokusu haram olur.”

“Boşanma isteyen kadınlar münafık kadınlardır.”

“Ebu Süfyan öldüğünde Ümmü Habibe üçüncü gün zaferanlı bir koku getirtti. Yanaklarına ve kollarına sürdü ve dedi ki: “Rasulullah s.’den şu sözü duymasaydım bunu yapmazdım. “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kadının ölen herhangi bir müslüman için üç günden fazla yas tutması helal olmaz. Ancak kocası ölen dört ay on gün yas tutmalıdır.”

Ammar b. Yasir r. “Gece ailemin yanına gel-dim. Ellerim çatlamıştı. Kadınların kullandığı zaferanlı, rengi belli haluk sürdüler ertesi sabah Rasulullah s.’in yanına vardım. Selam verdim. Ne selamımı aldı ne merhaba etti. Buyurdu ki: “Git yıka onu.”

“Nikâhın hayırlısı kolay olanıdır.”

“Dininden ve ahlakından hoşnut olduğunuz biri sizden kız istemeye gelirse verin! Vermezseniz, yeryüzünde fitne ve büyük bozgunculuk çıkar.”
“Rasulullah s. “Evlenme işi için iki kişi arasında aracılık yapmak, yapılan aracılıkların en iyisidir.”

“Bir kadınla evlenme isteğimi Rasulullah’a söyledim. O da: “Ona bak. Aranızda ülfetin oluşmasını sağlar” buyurdu.

“Sizden biri bir kadınla evlenmek isterse ona bakmasında herhangi bir sakınca yoktur.”

“Bize selam verin size selam verelim” şeklinde şarkı söyleyen bir gurup komşu kadınlarıyla karşılaştığında “Öyle söylemeyiniz, şöyle söyleyiniz” bu-yurdu. “Bize ve size selam olsun” Bunun üzerine bir adam: “Ey Allah’ın Rasulü, insanlara böyle izin veriyor musunuz?” dedi. Rasulullah s.: “Evet, bu zina değil, nikahtır. Nikâhı ilan ediniz.”

“Bir adam Ömer’e gelerek: “Ben cahiliye çağında kızımı diri diri toprağa gömmüştüm. Sonra gidip ölmeden önce onu topraktan çıkardım. Derken bu kız İslam’a yetişip müslüman oldu. İslam’a girdikten sonra da Allah’ın hadlerinden bir haddi, cezayı hak etti. Bu yüzden kendi kendini boğazlamaya yöneldi. Ona yetiştim ise de boğazındaki damarlarından bazısını kesmişti. Bu defa da bakımını yaparak tedavi ettim. Nihayet iyileştikten sonra güzelce bir tevbe etti. Artık bu kızı benden evlendirip başgöz etmem isteniyor, ey müminlerin emiri. Şimdi ona talip olan kimselere başından geçen bu olayları haber vereyim mi?” dedi. Bu hadise üzerine Ömer: “Sen bu kızın vaziyetini haber mi vereceksin? Allah’ın örtüp gizlediği bir şeyi, bile bile ifşa etmek mi istiyorsun? Allah’a yemin ederim ki, eğer sen onun vaziyetini insanlardan herhangi birisine haber verecek olursan seni muhakkak bütün şehir ahalisine ibret-i âlem yaparım. Hayır, bilakis afif ve İslam’a yaraşır bir nikâhla onu evlendir” cevabını verdi.”

“Üç şeyin şakası caiz değildir: Talak, nikâh ve azad etme”

“Üç şey vardır ki ciddisi de, şakası da ciddidir: Nikah, talak ve boşadığı karısına geri dönme”

“Kadın kocasından başka bir ölü için üç gün-den fazla yas tutamaz, kocası için ise dört ay on gün yas tutar. Bu süre içerisinde Yemen yapımı asb elbisesi-nin dışında boyanmış elbiseler giymez. Gözüne sürme çekmez ve güzel koku sürünmez, ancak aybaşı âdetinden temizlendiği vakit (buhurun bir çeşidi olan) kust veya azfar’dan azıcık kullanabilir.”

“Rasulullah s.’a zengin bir adam uğradı. Ra-sulullah “Bunun hakkında ne diyorsunuz?” dedi. Orada bulunanlar: “Münasip biri; teklif etse evlenilir, aracı istese aracı olunur, söz söylese dinlenir” dediler. Rasulullah bunun üzerine sustu. Sonra Rasulullah s.’a yoksul müslümanlardan biri uğradı. Rasulullah “Bunun hakkında ne diyorsunuz?” dedi. Orada bulunanlar: “Münasip biri değil; teklif etse evlenilmez, aracı istese aracı olunmaz, söz söylese dinlenmez” dediler. Bunu üzerine Rasulullah “Bu fakir müslüman, yeryüzü dolusu diğer zanginden daha hayırlıdır” buyurdu.”

“Ali r. Hz. Fatıma ile evlendiği zaman, Rasulul-lah s. ona: “Fatıma’ya bir şey ver” dedi. O “Hiçbir şeyim yoktur” dedi. Rasulullah: “Zırhın nerede?” dedi. “Yanımda” dedi. Rasulullah : “Onu, ona ver” buyurdu.”

“Kız istemeyi gizli tutun, nikâhı ise ilan edin.”

“Çocuklarınıza ana olacaklarını unutmayarak, eş seçiminde dikkat edin. Hayırlısını araştırın. Denklerinizle evleniniz ve denkleri denkleriyle evlendiriniz.”

“Birbirini sevenler için nikâh kadar güzel bir çözüm görülmemiştir.”

Ali b. Ebi Talip r. “Rasulullah s.’in kızı Fatıma gerdek gecesi bana gönderildi. Zifaf gecesi yatağımız bir koç derisinden başka bir şey değildi”
“Biriniz zevcesini, köle kamçılar gibi kamçıla-masın. “Gün bitip gece geldiğinde onunla aynı yatağa yatacaktır”