HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HADİ, DİNLENELİM

Aşağa gitmek

HADİ, DİNLENELİM Empty HADİ, DİNLENELİM

Mesaj  erkam Perş. Eyl. 16, 2010 3:07 pm

- Ne yaptın bu saate kadar?

- Hiiç, dinlendim.
...
- Dinlenmem lazım, ama nasıl?
...
- Gel, biraz da dinlenelim.
...
- Nereye gidiyorsun?

- Tatile çıkıyorum, dinleneceğim biraz.

Örneklendirmeye çalıştığım gibi din/lenmek günlük olaylarda çok sık kullandığımız bir kelime. Ve tabii olarak her birimizin din/lenmeye ihtiyacı var. Peki, nasıl din/leniriz? Nedir din/lenmek? Din, dinle-, dinci, dingin, dinsel, dinsiz, dinlen-, dindar, dinlendirici, dinleti, dinleyici…

Televizyon izleyerek din/lenebiliriz, kitap okuyarakta din/lenebiliriz ya da gazete okuyarak din/lebiliriz. Müzikte din/lendirici olabilir. Bazıları içinse hiç bir şeyin olmaması lazım sanırım din/lenmek için. Kimi insansa din/lenmeyi sevmez. Dinsiz diyorlar böyleleri için. Lakin ben böyle birşeyin olacağını sanmıyorum. Herkesin din/lenmeye ihtiyacı var, fıtri birşey bu. Bir şekilde bu ihtiyaca karşılık veriyor her insan. Her yorgun bir şekilde dinleniyor. Yani her bir insan mutlaka din/leniyor. Hayatın bu kaotik yoruculuğu karşısında din/lenmeden yola devam edilmesi güç.

İstatistiksel verilere göre Türkiye de insanlar günde ortalama 8 saat uyuyor, 8 saat çalışıyor, 4 saat televizyon izliyor. Geriye sadece 4 saat kalıyor ki diğer yaşamsal faliyetlerde bu kalan 4 saate sığdırılıyor. Bu verileri güvenilir bulmayabilirsiniz. Ama şöyle bi etrafımıza bakarsak televizyon, mp3, bilgisayar gibi sırdaşlarımızla uykumuzdan bile fedarlık edip dertleşiyor, eğleniyor, vakit geçiriyor olduğumuzu göreceğiz. Bu en eğlenceli dostlarımızı ihmal etmiyoruz. Geçenlerde haber sitelerine düşen bir bilgide şöyle diyordu: “sanal çocuklarını büyütmeye dalan çiftin çocuğu açlıktan öldü.” Sanırım Güney Kore’de gerçekleşmiş bir olay; internet üzerinden oynadıkları oyuna o kadar dalmışlar ki gerçek bebeklerini unutuvermişler. Çok şükür ki bizler daha bu kadar kaptırmadık kendimizi. Bununla birleikte dinlenmek için bilgisayar ve televizyonu oldukça fazla kullanıyoruz. Gelelim dinlenmeye, din edinmeye…

Dinimize dair herhangi bir şeyi öğrenmek için dinimizin kaynaklarını okumayı göze alamıyoruz. Bunun yerine alelade bir televizyon kanalında sorulara cevap veren bir hoca(?), bir din adamı(?) buluyoruz kendimize. Oysaki bizim sorularımıza ancak İslam’ın adamı cevap verebilir. Peki, kendisine din adamı denilen insanlar ne kadar İslam adamıdırlar? Bunu düşünmeye hiç vaktimiz yok. Televizyon din/lenmek için ne kadar doğru bir adres? Hayatın tekdüze karmaşası içinde son sürat kaybolmak varken; kim durup düşünür ki? Hem bunca dinlendirici varken nasıl dinlenmez insan? Yok, yok dinlendik biz, hepimiz dinliyiz elhamdulillah...

Kime sorsak en dindar kendisidir en din-i dar ise komşusudur. Bunca din/lendiriciye sahipken bir insan nasılda dindar olamaz? Birçoğumuz böylesi komik hallere düşüyoruz. Allah’ın bizlere gönderdiği ve buna göre din/lenin dediği kitabı bir köşeye bırakmışız. Çünki o din-i darların işi. Hangi çağda yaşıyoruz? Değil mi ama bu çağda hala kitap mı okunur? Vakit kaybından başka bir şey değil! Hiç değil hızlı okuma kursuna giderek hızla okuyup, hemencek bitirmenin yollarını öğrenmek lazım.

“Zaman çok önemli olduğu için dikkatli kullanmamız gerekiyor. Kitap okumakla vakit harcamak yerine mp3’e bir vaaz/sohbet at yolda giderken dinlersin.” İçimizden bir ses bizlere böyle diyor değil mi? Böylece zaman kaybetmeden din/lenmiş olacağımızı vaaz ediyor. Peki, kendimize şunu soralım; “İslam yolda giderken ya da başka bir takım işlerle uğraşırken ve yahut bir takım işlerde arta kalan kısa zamanlarda öğrenilecek bir din mi?” Çağımızın tekdüze karmaşası içinde bitkin düşmüş bünyelerimiz bu şekilde dinlenebilir mi? Bir iş yaparken yorulmuş kişiye bazı durumlarda iş değiştirmesi tavsiye edilir. Bu duruma “aktif dinlenme” diyorlar. Ancak dinlenmek için yapılan iş eğer daha fazla yorucu olursa bu aktif dinleneme değil “tam aktif yorulma” olur. Belki de tam aktif kafa karışıklığı demek gerekir. Dinlenelim derken dinsizleşiveririz.

Hepimizin yorgun düştüğü su götürmez bir gerçek. Gelin en güzel bir şekilde din/lenelim. Kafamızda ki tüm sorulardan, ruhumuzu boğan tüm sorunlarda kurtulalım. Televizyon, bilgisayar gibi tam aktif kafa karışıklığına neden olan dinlendiricileri bir kenara bırakıp Kur’an-ı Kerim’i alalım elimize meal ve tefsirlerini okuyalım. Peygamber (s.a.v.) gibi din/lenelim.

bilal kul
http://www.muttaki.com/yazi.asp?yazi=67
erkam
erkam
Admin

Mesaj Sayısı : 263

https://hicret.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz