HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HAYVAN KESİMİ

Aşağa gitmek

HAYVAN KESİMİ Empty HAYVAN KESİMİ

Mesaj  erkam Çarş. Ekim 13, 2010 7:33 pm

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyuruyor:

“Allah’ın âyetlerine inanan müminler iseniz, üzerlerine Allah’ın ismi anılmış (Besmele ile kesilmiş) hayvanlardan yiyin.” (En’âm: 118)

“Kesilirken Allah’ın adı anılmayan hayvanlardan yemeyin. Çünkü onu yemek muhakkak ki bir fısktır, Allah’ın yolundan çıkmaktır.” (En’âm: 121)

Hayvanı kesecek olanın boğazlamaya ehliyetli olması lâzımdır. Müslüman bir erkek ve kadın kesebileceği gibi, kesmesini bilen ve “Besmele” çekebilen bir çocuk da kesebilir.

Tesmiyenin tam kesilme halinde bulunması şarttır. “Besmele” çektikten sonra bir şey yer içer, başkası ile konuşursa önce çektiği “Besmele” kifayet etmez, yeniden çekmesi gerekir.

“Besmele” unutularak terk edilmiş olursa zararı olmaz.



Helâl lokma yiyebilmek için bugün müslümanların üzerinde durması gereken mühim meselelerden birisi de, hayvan kesiminde “Besmele” ve “Etleri yenilip yenilmeyen hayvanların bilinmesi” hususudur.

1– En’am sûresi 145. Âyet-i kerime’sine göre; “Kendiliğinden ölmüş hayvan leşi, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilmiş hayvanlar” olmak üzere haram yiyecekler dört sınıftır.

Mâide sûresi 3. Âyet-i kerime’sinde ise; “Boğulmuş, bir yerine taş veya sopa vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından süsülmüş, yırtıcı hayvanlar tarafından parçalanmış, putlar adına boğazlanmış hayvanları yemenin ve fal okları ile kısmet aramanın haram olduğu” bildirilmektedir.

Boğulmak, başına tokmak vurulmak, bir yerden yuvarlanmak, süsüşmek, yırtıcı hayvan tarafından yaralanmak... gibi bir sebeple ölmek üzere bulunan hayvan yetişilerek kesilirse eti yenir.

2– Hayvanı keserken Allah’ın ismini anmak vâciptir. “Bismillahi Allahu Ekber” demek ise müstehaptır.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyuruyor:

“Allah’ın âyetlerine inanan müminler iseniz, üzerlerine Allah’ın ismi anılmış (Besmele ile kesilmiş) hayvanlardan yiyin.” (En’âm: 118)

“Kesilirken Allah’ın adı anılmayan hayvanlardan yemeyin. Çünkü onu yemek muhakkak ki bir fısktır, Allah’ın yolundan çıkmaktır.” (En’âm: 121)

Hayvanı kesecek olanın boğazlamaya ehliyetli olması lâzımdır. Müslüman bir erkek ve kadın kesebileceği gibi, kesmesini bilen ve “Besmele” çekebilen bir çocuk da kesebilir.

Tesmiyenin tam kesilme halinde bulunması şarttır. “Besmele” çektikten sonra bir şey yer içer, başkası ile konuşursa önce çektiği “Besmele” kifayet etmez, yeniden çekmesi gerekir.

“Besmele” unutularak terk edilmiş olursa zararı olmaz.

Çünkü Hadis-i şerif’te “Ümmetimden yanılma, unutma ve zorla yaptıklarının mesuliyeti kaldırılmıştır.” buyuruluyor. (Buhârî)

Ancak kasten terk edenlerin kestikleri yenmez, haram olur.

3– Boğazlama; develerde boğazla göğsün birleştiği yere bıçak saplamak (nahr) suretiyle, diğer hayvanlarda ise boğazı kesmek (zebh) suretiyle yapılır. Bu sünnettir. Deveyi davar ve sığır gibi kesmek, davarı ve sığırı da deve gibi kesmek mekruhtur.

Eksiksiz bir boğazlamada, nefes ve yemek boruları ile bunun iki yanındaki iki atar damarın kesilmesi gerekmektedir.

Damarları ve boruları kesip kanı akıtabilen her çeşit âlet ile hayvan kesilebilir. (Bıçak, keskin kamış kabuğu, cam... vs.) Mühim olan âletin keskinliğidir. Yalnız, diş ve tırnakla kesmek yasaktır.

Şu kadar var ki bu âlet hayvana zahmet vermeyecek şekilde keskin olmalıdır. Hayvanı kör bıçakla boğazlamak, yere yatırdıktan sonra bıçak bilemek, ayağından çekip sürüklemek, boğazlarken hayvanın murdar iliğini hemen koparmak, kellesini kesip almak, daha ölmeden derisini yüzmeye başlamak mekruhtur.

Hayvan kuyuya veya bir yere ters vaziyette düşer veya yakalanamazsa herhangi bir yerinin kesilip kanının akıtılması boğazlama yerine geçer.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in de bulunduğu bir yerde, kaçan ve yakalanamayan bir deve okla vurularak öldürülmüştü. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bunu tasvip ettikleri gibi “Böyle durumlarda aynı şeyi yapınız.” diye de emir buyurmuşlardır. (Buhârî – Müslim)

4– Kesilen bir hayvanın karnından diri olarak çıkan yavru boğazlanır ve yenir. Ölmüş olarak çıkarsa yenmez.

5– Hayvan şer’i usule göre kesilince, vücuttaki kanın büyük bir kısmı dışarıya akar, az bir kısmı da ince damarlarda kalır. Dışarıya akan bu kanı yemek-içmek haramdır. İnce damarların içinde, dalak, ciğer gibi uzuvlarda kalan kan ise akmış sayıldığından et ile birlikte yenir.

Hayvanın ödü, bezi, bevl torbası, husyeleri ve tenasül uzvu yenmemelidir, mekruhtur.

6– Bir misafir için “Besmele” ile kesilen bir hayvanın eti yenilir. Çünkü misafire ikram lâzımdır. Bu Allah rızâsı için kesilmiş olur. Besmele ile bile kesilmiş olsa, herhangi bir şahsa tazim için kesilen kurbanların eti haramdır, yenilemez. Çünkü kurban yalnız Allah için kesilir.

7– Diri olup olmadığı bilinemeyen bir hayvan kesilirken; harekette bulunursa, gözünü yumarsa, ayağını çekerse, tüyleri ürperip kalkarsa canlı hükmündedir ve eti yenir.

Şu kadar var ki, yalnız gözünü veya ağzını açması veya ayağını uzatması onun canlı olduğunu göstermez. Bu hayvan ölü hükmünde olup, eti murdardır.

8– Murdar ölen hayvanın etini yemek haram olmakla beraber derisinden, boynuz, kemik ve kılından faydalanmak mubahtır.

Hazret-i Meymune -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz’in bir azatlısına sadaka olarak bir keçi verilmiş, o da ölmüştü.

Duruma muttali olan Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz “Derisini niçin almadınız? Onu tabaklar, faydalanırdınız!” diye ikazda bulundu. “O murdar ölmüştü.” dediklerinde “Onun sadece etinin yenmesi haram kılındı.” buyurdu. (Müslim)

Bir Hadis-i şerif’te de “Onu tabaklamak murdarlığını giderir.” buyurulmuştur. (Hâkim)

9– Vahşi tabiatlı olmayan, iğrenç görülmeyen hayvanların etleri helâldir, yenilebilir.

Temiz olmayan şeyleri yemiş olan tavuk, koyun, sığır, deve gibi hayvanları bir müddet hapsetmeden hemen kesip yemek mekruhtur. Şayet yemedilerse veya etlerini kokutmayacak derecede az yemişlerse, hapsedilmeleri gerekmez.

Pislik yiyen tavuklar için hapis müddeti üç gün, koyunlar için dört gün, sığır ve develer için on gündür.



ETİ YENMEYEN HAYVANLAR

10– Azı dişleri ile kapıp avlayan, parçalayan ve kendisini müdafaa eden hayvanların etleri haramdır, yenilmez. “Kurt, Ayı, Aslan, Kaplan, Pars, Tilki, Çakal, Sincap, Samur, Sansar, Maymun, Sırtlan, Fil, Gelincik, Kedi, Köpek...” gibi.

Tırnaklarıyla kapıp avlayan, tırmalayan kötü tabiatlı kuşların etleri de yenmez: “Kartal, Kerkenez, Akbaba, Alacakarga, Leş Kargası, Kuzgun, Çaylak, Atmaca, Yarasa, Şahin...” gibi. Bunlar pislik de yerler.

11– İslâm âlimleri, deniz ürünlerinden “Balık türlerinin yenmesinin” helâl olduğu konusunda görüş birliği içerisindedirler.

Balık türlerinin dışındaki deniz ürünleri konusunda ise bazı içtihat farklılıkları ortaya çıkmıştır. Buna göre; “Midye, Kalamar, Yengeç, Karides, Kerevit...” gibi ürünlerin yenmesi “Hanefi Mezhebi”ne göre câiz değil, diğer üç mezhebe göre câizdir. Bu konuda ortaya çıkan içtihat farklılığının sebebini anlayabilmek için, İslâm dininin konuya ilişkin temel yaklaşımını bilmek gerekmektedir.

Kur’an-ı kerim’de genel olarak denizden elde edilen yiyeceklerin helâl olduğu bildirilmiştir.

“Deniz avı yapmak ve onu yemek hem kendinize hem de yolculara bir geçimlik olarak helâl kılınmıştır.” (Mâide: 96)

“Hepsinden de taze et (balık) yersiniz.” (Fâtır: 12)

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de deniz hakkında:

“Onun suyu temiz, içinde ölen(meytesi) helâldir.” buyurmuştur. (Ebu Dâvud, Taharat 41)

Dinimizin iki temel kaynağı; Kur’an-ı kerim ve Sünnet-i seniye’de deniz ürünleri ile ilgili olarak en başta bu deliller yer almaktadır. Bunun yanında Kur’an-ı kerim’de ve Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in Hadis-i şerif’inde yenmesi helâl ve haram olan etler ile ilgili bazı açıklamalar yer almıştır. Bu açıklamalar bir bütün olarak göz önüne alındığında, her şeyden önce etleri yenebilecek hayvanlarla ilgili bir liste verme yönüne gidilmediği, sadece belli ilke ve ölçüler getirmekle yetinildiği görülür.

Belirttiğimiz gibi Kur’an-ı kerim’de yenmesi helâl olan etler ayrı ayrı belirtilmeksizin insanlara Allah-u Teâlâ’nın nimetleri hatırlatılmış ve müslümana yaraşan şeylerin yenmesinin gerekliliğine vurgu yapılmıştır.

Bunun için “İyi ve temiz şeylerin helâl kılındığı” belirtilerek en çok yenmesi mutat olan koyun, deve ve sığır gibi türlere (behimetü’l-en’âm) işaret edilmiştir.

“Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin.” (Bakara: 172)

“Temiz olan şeyler size helâl kılındı.” (Mâide: 4)

Kur’an-ı kerim’de yiyecekler konusunda haramlıkla ilgili açıklamaların ortak noktası ise, insanın tabiatı itibariyle “tayyibât” (iyi ve temiz) görülemeyecek nitelikteki “habâis” (temiz görülmeyen ve iğrenilen) şeylerin yenmemesi gereğidir. Burada geçen “habâis”ten olma vasfı, insan için zararlı olabilecek şeyleri içine aldığı gibi tabiatı gereği insanın iğrendiği tüm hayvanları da kapsayabilir. İslâm âlimleri, iğrenç tabiatlı ve pis olan bir takım hayvanların etlerini de haram kabul etmişlerdir; “Yılan, Fare, Kurbağa, Kaplumbağa, Köstebek, Kirpi, Salyangoz, Solucan, Sinek ve bütün haşarat...” gibi hayvanların bu gruba girdiğini ifade etmektedirler. İşte Hanefi mezhebi balık cinsinden olmayan; “Midye, Kalamar, Yengeç, Karides, Kerevit, İstiridye, İstakoz, Ahtapot...” gibi hayvanlar ile “Su aygırı, Deniz hınzırı...” gibi balık suretinde bulunmayan deniz ürünlerini bu kategoride değerlendirdiği için bu tür hayvanlar helâl değildir, etleri yenilmez. Balık sınıfına giren her nevi balık etleri helâldir.

Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Âyet-i kerime’de:

“Taze et yemeniz için denize boyun eğdiren Allah’tır.” buyuruyor. (Nahl: 14)

Balığın yenilme helâliyetinin şartı, afet ile ölmüş olmasıdır.

Ağ ve olta afet olduğu gibi, balığın bir yere sıkışma, fırtına, dalga tesirleri ile, suyun çekilmesi, fazla sıcak veya soğuk olması gibi sebeplerle ölmesi dahi afet sayılır. Balıkların boğazlanması gerekmez.

Böyle bir âfete uğramaksızın herhangi bir tesir olmadan kendi başına ölmüşse eti yenmez.

Ölen balığın karın tarafı su yüzünde ise kendi başına ölmüş sayılır ve eti yenmez. Sırt tarafı su üzerinde ise, dış tesirle ölmüştür ve eti yenir. Balıklar temiz olmayan suda bulunsalar dahi etleri yenir.

Diğer taraftan sağlığa zararlı maddelerin alınmaması da İslâm’ın genel ilkelerinin gereklerindendir.

Bu konudaki somut yasaklar, Mâide sûre-i şerif’inin 3. Âyet-i kerime’sinde on madde halinde sayılmış ise de; bunların bir kısmı aynı grup içinde düşünülerek tamamının Bakara sûre-i şerif’inin 173. Âyet-i kerime’sinde yer alan dört ana maddede toplanması mümkündür:

“Allah size leşi, kanı, domuz etini, Allah’tan başkası adına kesilen hayvanı kesin olarak haram kıldı.” (Bakara: 173)

Kendiliğinden veya dini usulde boğazlanmaksızın ölmüş hayvan (meyte), akıtılmış kan, domuz ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar.

Bütün İslâm bilginleri, Allah’ın; dinî hüküm ve kaideleri, kullarının maslahatı için koyduğunda ittifak etmişlerdir. Bu maslahat ya faydalı olanı elde etmek (celb-ı menfaat) yahut da zararlı olanı gidermek (def-ı mazarrat) içindir.



Yalnız çekirge konusunda bir istisna vardır. Bu konuda dört mezhep de aynı görüşü içtihat etmişlerdir.

Çekirgenin yenmesi ile ilgili olarak, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'den, Abdullah İbn-i Ebî Evfâ -radiyallahu anh- şöyle rivayet etmiştir:

"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber (altı veya yedi sefer) gazveye çıkmıştık. Gazve esnasında Peygamber Efendimiz ile birlikte çekirge yedik." (Buhârî, Sayd: 13. Müslim, Sayd: 52. Ebu Dâvud, Et'ime: 35, Tirmizî, Et'ime: 22. Nesâî, Sayd: 37)

Ebu Hureyre -radiyallahu anh- Efendimiz, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’den şöyle rivayet etmişlerdir:

“Biz Hacc ve Umre için Hazret-i Peygamber ile birlikte yola çıkmıştık. Yol esnasında bir çekirge sürüsüne rastladık. Kamçı ve yaylarımızla vurmaya başladık. Resulullah Efendimiz; ‘Bunu yiyin, zira o deniz avından sayılır.’ dedi.” (Ebu Dâvud, Menâsik: 42, Tirmizî, Hacc: 27)



AV

Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Âyet-i kerime’sinde:

“Resul’üm! Onlar sana kendileri için nelerin helâl kılındığını soruyorlar. De ki: Temiz olan şeyler size helâl kılındı. Allah’ın size öğrettiği üzere alıştırıp yetiştirerek öğrettiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve (ava salarken) üzerine Allah’ın adını anın. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah hesabı çabuk görendir.” buyuruyor. (Mâide: 4)

Dinimiz avlanmayı bazı kayıt ve şartlarla câiz ve helâl kılmıştır, fakat vâcip değildir. İnsanın kendi ihtiyârına bırakılmıştır. Bu mübah bir kazanç yoludur. Fakat diğer kazanç yolları bundan efdâldir.

Hele yemek ve faydalanmak niyeti olmadan sırf zevk için hayvan öldürmek ve bunu ifrâta götürmek hiç doğru değildir.

Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde:

“Bir kuşu boşuna öldürenler için kıyamet gününde o kuş bağırarak ‘Yâ Rabb’i! Falan kişi, faydalanmak niyeti olmadan beni boşuna öldürdü’ diye şikâyet edecektir.” buyuruyorlar. (Nesâi)

Şer’an eti yenilebilen ve insanlardan kaçan vahşi hayvanlardan hangisi olursa olsun av hayvanıdır. Avlanmadan başka bir yolla boğazlama imkânının bulunmaması gereklidir. Av aletiyle yaralanan hayvana yetişildiği zaman halâ yaşıyorsa, veya canlı olarak tutulabildiyse, şer’î usûlüne göre boğazlanması lâzımdır. Boğazlanmadan ölürse eti yenmez.

Av ya ok, mızrak, kılıç, tüfek, tabanca gibi kesici, delici, içine işleyici aletlerle veya köpek, pars, doğan gibi hayvanlarla yapılır. Bu aletlerle öldürülen hayvan yenir.

Taş veya sopa gibi şeylerle vurularak öldürülen hayvan yenmez. Âletin vücuda girmesi, delmesi ve kesmesi gerekir.

Av hayvanlarının öğretilmiş, ava alıştırılmış olması, avı kendisi için değil sahibi için yakalaması ve yemeden getirmiş olması şarttır. Tuttuğu hayvanı yaralamadan boğarsa veya bir kısmını yerse, artık o av yenmez.

Gerek silâh ve gerekse hayvanla av yaparken besmele çekmek de şarttır. Tetiği çekerken veya hayvanı av üzerine salarken kasten besmele çekilmezse, o av hayvanının eti yenmez, haram olur. Besmele unutulursa helâldir.

Bir besmele ile atılan mermi iki hayvana isabet ederse, her iki hayvan da helâl olur.

Besmele çekilerek gönderilen köpeğe avı yakalamakta besmelesiz salıverilen başka bir köpek yardım ederse, avlanan hayvanın eti yenmez. Öğretilmiş köpeğin ortaklığı da böyledir.

http://www.hakikat.com/dergi/171/bsyz171.html
erkam
erkam
Admin

Mesaj Sayısı : 263

https://hicret.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz