HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hediye

Aşağa gitmek

Hediye  Empty Hediye

Mesaj  yaseminx Ptsi Tem. 12, 2010 12:49 pm

Tarık, o gün okuldan çıkışta oldukça düşünceliydi. Onun bu hâli genellikle bir şeye karar vermeden önce görülürdü. "İki arada bir derede kalma" diye bir deyim vardır ya... İşte böyle bir durumdaydı.
Cebinde biraz para vardı. Bu parayla kardeşine ilâç alması gerekiyordu. Annesi parayı verirken "Aman oğlum unutma!" diye tekrar tekrar tembihlemişti.
Tarık o gün kardeşine ilâç alması gerektiğini unutmamıştı, ama okulda alması gereken bir şeyi daha hatırlamıştı: Arkadaşı Mehmet'in bir gün sonra doğum günü vardı, ona da hediye almalıydı. Oysa yanında sadece kardeşine ilâç almak için verilmiş olan para vardı.
Tarık kendisine kızıyordu. "Niçin annem bana o parayı verirken 'Anneciğim yarın arkadaşım Mehmet'in doğum günü var, ona hediye almam için de para verir misin?' demedim" diyordu. "Eğer öyle demiş olsaydım, şimdi bu parayı ilâç almak için mi yoksa hediye almak için mi kullanacağım diye düşünmezdim." diyordu.
Bir yanda ilâç alma mecburiyeti, diğer yanda arkadaşına alması gereken hediye. Birinden birini mutlaka tercih etmeliydi.
İşin kötüsü babası bir iş gezisine çıkmıştı ve ancak yarın sabah eve dönebilecekti. Gerçekten zor bir durumdaydı Tarık. Düşünceli bir şekilde cadde kenarında yürüyordu. Bir ara "Buldum!" diye zıpladı. "Nasıl da düşünemedim. Babam sabah döneceğine göre, sabahleyin kardeşimin ilâcını alır. Ben babam gelmeden okula gideceğim. Eğer ilâç alacak olsam kesinlikle hediye alamam, ama hediyeyi alacak olsam babam döndüğünde kardeşime ilâç alabilir. Böylece hem hediye hem ilâç alınmış olur."
Tarık aklına gelen bu son düşünceyle rahatladı. Artık kararını vermişti. Cebindeki parayla arkadaşına hediye alacaktı. Elini cebine soktu. Annesinin "Aman oğlum, dikkat et kaybetmeyesin!" dediği parayı sıkıca tuttu.
Bu parayla Mehmet'e hediye alacaktı. Hem de en güzelinden. Birkaç gün önce Mehmet'in bir uzaktan kumandalı araba almak istediğini öğrenmişti. İşte bu hediyeyi alarak Mehmet'e sürpriz yapmanın tam zamanıydı.
Kararlı adımlarla arka caddede bulunan oyuncak mağazasına girdi. Camlı tezgâhın içinde duran bütün oyuncaklar ona âdeta gülümsüyordu. Tezgâhın arkasındaki görevliye, "Bir araba alacaktım... Uzaktan kumandalı bir araba..." dedi. "Arkadaşıma doğum gününde hediye edeceğim de..." diye ekledi. Bu sözüne, görevli gülümseyerek cevap verdi.
Alış verişini yapıp mağazadan ayrılırken mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Nasıl mutlu olmasındı. Belki de arkadaşı Mehmet, kendisine hediye edilenlerin içinde en çok Tarık'ın verdiği hediyeyi beğenecekti.
Artık eve yaklaşmıştı. Annesi, "Oğlum kardeşinin ilâcını unutmadın ya!" dediğinde vereceği cevabı bile hazırlamıştı. "O parayla arkadaşıma hediye aldım anne!" diyecekti. "Hem sen her zaman söylersin; 'Hediyeleşmek, insanları sevindirmek lâzım!' diye, ben de öyle yaptım işte, arkadaşıma hediye aldım!" diyecekti. Evlerinin kapısına geldiğinde heyecandan kalbi küt küt atıyordu. Önce heyecanını bastırmak için derin bir nefes aldı, sonra da kararlı bir şekilde kapının ziline basıp beklemeye başladı. Annesi duymamış olacaktı. Bir kez daha bastı zile. Hayret kapı açılmıyordu. Üçüncü kez basacaktı ki komşuları Fatma Hanım balkondan seslendi: "Tarık evlâdım! Annen seni çok bekledi! Kardeşine bir ilâç alacakmışsın galiba! Sen gecikince kardeşin fenalaştı! Acele hastahaneye kaldırdılar!"
Tarık, Fatma Hanım'ın söylediklerini duymuyordu artık. Sadece söylenenler beyninde yankı yapıyordu. "Sen gecikince kardeşin fenalaştı... İlâç alacakmışsın galiba... Hastahaneye kaldırdılar..."
Kendine geldiğinde evlerinin oturma odasındaki çekyata uzanmış durumdaydı. Annesi başında ona gülümsemekteydi. "Korkuttun bizi." dedi Tarık'a. Tarık'sa sessizce "Kardeşim nasıl oldu?" diye sordu. Annesi gülümseyerek "Kardeşin iyileşti. Hastahanede yarım saat kaldık. Doktor ateş düşürücü bir iğne yaptı. Sonra eve geldik. Ama bence kardeşini asıl iyileştiren, senin ona aldığın hediyeydi. Şimdi salonda onunla oynuyor. Sen çok düşünceli bir ağabeysin. Biz de başına bir şey geldi zannettik, meğer kardeşine hediye almak için gecikmişsin." dedi.
Tarık, pişman bir yüz ifadesiyle annesine baktı. Bu sırada annesiyle göz göze geldiler. O anda annesinin her şeyi bildiğini, ama kendisini daha fazla üzmemek için böyle davrandığını anladı.
Kardeşi, her şeyden habersiz, Tarık'ın aldığı uzaktan kumandalı arabayla oynarken ağabeyine gülümsüyordu.

Ahmet ÖZDEMİR



yaseminx
yaseminx
ilim ehli

Mesaj Sayısı : 10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz