HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Şirkin Çeşitleri

Aşağa gitmek

Şirkin Çeşitleri Empty Şirkin Çeşitleri

Mesaj  erkam Çarş. Tem. 14, 2010 6:04 pm

Şirk iki ana bölümde değerlendirilir.
1. Büyük Şirk:
2. Küçük Şirk:
BÜYÜK ŞİRK:
Bu, bir şeyi Allah'a denk alıp ona ibadet etmek, Allah'a itaat ettiği gibi itaatte bulunmak, onu Allah'a ortak tutmaktır. O, kelimenin bütün anlamıyla, şirkin en ağırıdır. İçine düşeni ebedi olarak Cehennem ateşine koyan ve onu İslam dininden çıkarandır.

Büyük Şirk'in Çeşitleri.
* Duada Şirk:
Bu Allah'dan başkasından, Peygamberler veya evliyadan, rızık, hastalıklara şifa ya da buna benzer şeyler talep ederek dua etmektir.
Zira Allahu Teala Kitab'ında:
"Allah'dan başka sana yararı ve zararı olmayanlara dua etme. Eğer edersen sen de zalimlerden olursun"(Yunus: 100) buyurmaktadır.
Burada "zalimler", "müşrikler" anlamındadır.

* Niyet ve Arzuda Şirk:
Bir kişinin amelinde, genelde ve ayrıntıda Allah'tan başkasına yönelmesidir. Buna "itikadda şirk" denir.
"Kim dünya hayatının ve onun çekiciliğini isterse, onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve onlar bunda hiç bir eksikliğe uğratılmazlar. İşte bunlara, Ahiret'te kendileri için ateşten başkası yoktur. Onların onda (dünyada) bütün işledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları şeyler de geçersiz olmuştur. "(Hud: 15-16)

* Sevgide Şirk:
Bu da Allah ile birlikte başkasını da Allah'ı sevdiği gibi veya daha çok ya da daha az sevmektir. Çünkü sevgi, insanın ihlasla boyun eğmesinin sebebidir.
Allahu Teala Kitab'ında:
"İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah'tan başka ortaklar edinirler. Onlan, Allah sevgisi gibi bir sevgi ile severler. İman edenler (ise) Allah'ı daha çok severler"(El-Bakara:165) buyurmaktadır.

* İtaatte Şirk:
Allah'tan başkasını "Teşri" ve hükümde ortak tutmaktır. Zira hüküm, yalnızca Allah'a has bir haktır. Allah şöyle diyor:
"Hüküm ancak Allah'ındır."(Yusuf 40)
Alimlerine veya şeyhlerine, Allah'a isyan sayılan bir ameli helal sayarak uyanlar bu sınıftandırlar. Bu konuda da Allah: "Alimlerini ve rahiplerini Allah'tan gayri Rabler edindiler"(Et-Tevhe: 31) buyurmaktadır.
Allah'ın Rasûlü bu ayeti Adiy b. Hatem için Tirmizi'deki sahih hadis ile şöyle açıklamaktadır: "Hırıstiyanlar ve yahudiler, alimlerine, helali haram, haramı da helal kılmalarında itaat ediyorlardı. Kim Allah'tan başkası için Şeriat koyma hakkı tanırsa, Allah'a isyan ile küfre girmiştir. Çünkü Allahu Teala şöyle buyuruyor:
"Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir."(El-Maide: 44)"
Emir ve yasaklama hakkı, sadece Allah'ındır: "Yaratmak ve emretmek O'na ait değil midir?"
"Ona ait değil midir" demek, bu hakkın başkasına nisbet edilemeyeceğine işarettir. Kim, yaratmayı veya bir işi Allah'tan başkasına nisbet ederse, en büyük şirki işlemiş ve İslam'dan çıkmıştır. Hakeza, Allah tüm kainatın yaratıcısı ve bu kainatları, nimetleriyle terbiye edicidir. Yalnız O, yarattıklarında tüm tasarruf haklarına sahiptir.
Yarattıkları için en iyi olanın ne olduğunu en iyi bilen de sadece O'dur. O'ndan başkası hiç bir şey yaratmamıştır. Allah'tan başkası hiç bir şey yaratamadığı için, kendi benliğinde gizli olan en küçük şeyi dahi bilemez. Bunu bilemediği halde yaratılmışlara en uygun ve yararlı olanın ne olduğunu nereden bilecektir? Bu sebeple insanlar tarafindan konulan bütün kanunlar batıldır. Hiçbirisiyle hüküm vermek caiz değildir. Çünkü hüküm koyma hakkı ancak Allah'ındır, O'ndan başkasının hükmetme hakkı asla yoktur.
Allah Azze ve Celle, Allah'dan başkasının kanunlarıyla hükmetmeye "Cahiliyye hükümleriyle hükmetme" adını vermiştir.
Allah Azze ve Celle böylece, kendi hükmünden daha hayırlı ve daha yüce bir hükmün olmadığını haber vermiştir.

* Tasarrufta Şirk:
Bu, Peygamberlerin ve evliyaların, kainatta tasarruf kudretleri olduğuna inanmaktır. Bu, Peygamberler ve salih insanların güzel mevkilerini inkar ediyoruz ve görmemezlikten geliyoruz anlamına gelmez. Fakat sakıncalı olan, bunlara Allah'ın özel haklarından olan kudret, tasarruf, yarar ve zarar verme gibi sıfatları vermektir.
Allah müşriklere sorduğunda:
"İşi kim yönlendiriyor, onlar da diyeycekler ki; Allah."(Yunus: 31)

* Korkuda Şirk:
Allah'dan başkasının zarar ve yarar verdiğine inanmak veya korkuda başkalarını Allah'a denk görmektir. Örnek vermek gerekirse: Ölülerin, sağ olanlara zarar vermesinden korkmak yahut vacip olan amelleri terk etmeye neden olacak kadar bir otoriteden korkmak gibi. Ancak doğal olan korkmaya gelince, yırtıcı bir hayvan gibi veya bir zalimden korkmak Şeriat'ta caizdir (Şirk değildir.) Çünkü Allahu Teala, Nebisi Musa'yı (Aleyhisselam) şu ayette korkmakla vasfetmiştir.
"Etrafını kollayarak, korkuyla oradan ayrıldı."
Burada, meşru olan korku, insanın Allah'dan korkmasıdır. Esas korku da budur.

* Tevekkülde Şirk:
Tevekkül, kulun işlerini Allah'a havale etmesi, dilediğinin elde edilmesi için Allah'a güvenmesidir.
Allah Azze ve Celle: "Hiç ölmeyecek olan Allah'a tevekkül et" buyurmaktadır. Bunun için Allah'tan başkasına tevekkül etmek caiz değildir.
Şirk olan tevekküle gelince: Ancak Allah'ın kudreti dahilinde olan şeylerde Allah'tan başkasına kalpten tevekkül edip bağlanmaktır veya yaratılmış birinin Allah'tan başka rızık vereceğine veya rızkı keseceğine inanmaktır.
Büyük şirk hakkında sözlerimize son vermeden önce, burada insanları uyarmamız gereken bir çok konudan bazısına değinmek yerinde olacaktır. Bu değineceğimiz konular, çok tehlikeli oldukları halde, bunu söyleyen ve işleyenlerin birçoğu Allah'a şirk koştuklarının farkında değillerdir.
Mesela: Şifayı doktora veya ilaca bağlamak. Din ve dünya işlerinde başarılı olmayı kulun zekası, gayreti ve içtihadına bağlamak. Kulların kanun koyabileceklerine dair inanış. Ölüm nedenlerini, trafik kazalanna veya yanlış ilaç kullanımına bağlamak gibi işlerdir.
Bu ve benzeri şirk sözleri ve amelleri çoktur. Müslümanlar bunları bilip sakınmalıdır.

2. KÜÇÜK ŞİRK:
Küçük şirke düşen insan İslam'dan çıkmadığı gibi, Tevhid'in aslına da zarar vermez. Ancak bu şirk, imanın ve Tevhid'in kemaline aykırıdır. Küçük şirk, büyük şirke yol açan vesiledir. Çünkü şirkin birçok türü vardır. Aşağıdaki şekilde bir sıralama yapmak mümkündür:

*Kavlî Şirk:
Dil ile olan şirktir. Allah'tan başkasına yemin etmek. "Allah ve senin sayende", "Kadıların kadısı"gibi sözlerle yemin etmek ve bir insanı Allah'dan başkasının kulluğuna nisbet etmek. Abdunnebi, Abdulhüseyin vb. isimler de böyledir. Bu, Allah'tan gayrisini tazim (yüceltme)'dir.

* Fiilî Şirk:
Bu da, bir müslümanın, bir şeyi "uğursuzluk" sebebi kabul etmesidir. Mesela gördüğü veya duyduğu bir şeyi yahut da bazı hayvanları, kuşları veya günleri uğursuz saymak gibi. Hakeza, kahine gitmek ve onun dediklerini doğrulamak, çalınan malın ve çalan hırsızın tesbit edilmesi için cincilere gitmek gibi. Hakeza medyumlara, üfürükçü ve benzeri şarlatanlara gitmek de bunun gibidir.

* Kalbi Şirk:
Riya, şöhret sevgisi, bazı amelleriyle dünya ve dünyalığı arzu etmek gibi hususlar kalbî şirktir.

Riya dört türlüdür:
l- Amelde niyetin dünyalık olup Ahiret için olmamasıdır. Bu kimseye dünyada iken kendisine arzuladığı niyeti verilir. Ahiret'te ise hiç bir nasibi yoktur. Bu amel büyük şirktendir.
2- Amelde niyetinin Allah'ın rızası değil de insanların rızası olmasıdır. Bununla o kimse amelinin karşılığını Allah'tan değil de insanlardan bekler, Allah'ın vereceği akıbetten de çekinmez. Amel ve söz ile olan riyadandır. Bu, iman ehlinde olmadığı sürece küçük şirktir. Ama iman ehlinde olursa büyük şirktir.
3- Ameliyle mal elde etmeyi amaçlamak, mal için veya bir kadınla evlenmek için hacca gitmek, yahut da ganimet için cihada gitmek ve makam için İslam'ı öğrenmek bu tür şirktendir.
4- Ameli Allah için halis olduğu halde, bu amel makbul bir amel değildir. Çünkü Allahu Teala: "Ancak Allah ameli takva sahiplerinden kabul eder" buyurmaktadır.
Bu kimseye ameli asla bir hayır sağlamaz. Zira o küfür olan bir ameli işlemiş olup, amelden önce sahip olunması gereken temel niteliğini kaybetmiştir. Amellerin bozulmasının sebebi, işlenen amellerde imanın zıddı olan küfür ve şirkin bulunmasıdır.
Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem'in getirdiği Sünnet'e uygun olmayan bir amelde "Tevhid" yoktur.
Bil ki ey müslüman kardeşim!... Küçük şirkin tüm türleri büyük şirke dönüşebilir. Bunun da sebebi, bu amellerle beraber kalben bunlara itikad etmek, Allah'dan başkasını yüceltmektir. Ve bu, büyük şirke dönüşür. Buna karşı yardım ve tevfik Allah'tandır.

* Şirk-i Hafi (gizli şirk):
İbn Abbas (Radıyallahu Anh) küçük şirki tefsir ederken şöyle demiştir: "Kişinin arkadaşına, Allah'ın ve senin sayende", "Allah ve falan adam olmasaydı" gibi sözleri söylemesi gizli şirktir."
Doğru olan şudur: Eğer "Önce Allah ve sonra da falan dilemeseydi", "Allah'ın sayesinde, sonra da ' senin sayende" demesi daha uygundur. "Allah'a ve sana güveniyorum" demesi hatalıdır. Doğrusu "Önce Allah'a, sonra sana güveniyorum" demesidir. Çünkü bu cümledeki "ve" atıf edatı, Allah ile kul arasında bir denkliği sözkonusu yapar. Doğru olan önce Allah demek ve sonra ise ardından bunu söylemektir; çünkü "sonra" tertibi derece farkını ifade ediyor.
"Beyani'ş-Şirk ve Vesailehü İnde Eimmeti'l-Hanefiyye" Kitabından Alıntı
erkam
erkam
Admin

Mesaj Sayısı : 263

https://hicret.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz