HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Evrensel Mesaj

Aşağa gitmek

Evrensel Mesaj Empty Evrensel Mesaj

Mesaj  dareyn Perş. Tem. 22, 2010 8:49 am

Herhangi bir düşünce ya da dinin evrensel olabilmesi için , hitap etmiş olduğu bütün insanların ihtiyaçlarını, isteklerini ve arzularını karşılıyor olması lazımdır.Bunu yerine getiremeyen bir düşünce ya da dinin evrenselliğinden söz edilemez.Bu açıdan diğer din ve düşüncelere baktığımızda, insanların her yönleriyle değil, ancak sınırlı bazı yönleriyle ilgilendiklerini, bazı taraflarını mutlaka ihmal ettiklerini görmekteyiz.Ancak Kur’an, bu türlü bir eksiklikten tamamen uzaktır.O, insanın ihtiyaç hissedeceği hiçbir şeyi eksik bırakmamıştır.En önemlisinden, daha az önemlisine kadar her şeyi ele almış, en güzelini insanlara bildirmiştir. Kısacası düşünen , anlayan ve kavrayabilen için Kur’an’da her şey vardır.1Şu ayet de buna işaret etmektedir:’ Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.’2
İnsanın asla vazgeçemeyeceği inançla ilgili konularda Kur’an’ da teferruatlı prensipler konulmuş, Yaratıcı’nın isimleri ve sıfatları genişçe ele alınmıştır.3 Ayrıca ibadete yalnızca Allah’ın layık olduğu vurgulanmış,4 meleklere, peygamberlere ve indirilen kitaplara inanma tavsiyesi yapılmış,5 öldükten sonra dirilme, insanın dünyadayken yaptıklarından hesaba çekilip mutlaka karşılığını göreceği bildirilmiştir.6 Namaz, oruç, zekat, hacc gibi ibadetlerle ilgili esaslar belirtilmiş , insanların yaşantılarında ihtiyaç hissedecekleri kurallar konmuştur.Helal haram olan şeyler belirtilmiş,7 alış verişlerdeki esaslar üzerinde durulmuş,8 yetimler ve onların vasileriyle ilgili hükümler belirtilmiş,9 evlilik, mehir, boşanma ,nafaka, iddet , süt emzirme gibi konular dile getirilmiş. Yine bazı suçlara uygulanacak cezalar açıklanmış, kasden adam öldürmede uygulanacak kısas cezası,10 hataen öldürmedeki ceza ,11 yol kesenlere verilecek ceza,12 hırsızlık cezası, 13 zina cezası, 14 iffetli kadınlara zina isnadı cezası 15 gibi müeyyideler konulmuştur.
Ayrıca akrabalara nasıl davranılacağı, 16 kötülüğün iyilikle savılacağı, 17 affetmenin güzel bir haslet olduğu,18 doğruluğa teşvik,19 mütevazi olup , kibir ve çalımdan kaçınma,20 alay etmenin ve lakap takmanın hoş bir şey olmadığı, 21su-i zandan, gıybetten ve tecessüsden kaçınma,22 başkalarının evlerinin gizliliklerine saygı, oraya girerken dikkat edilmesi gerekli prensipler,23 kadınların namuslarına göstermeleri gereken ehemmiyet,24 misafirlikle ilgili kurallar 25 gibi pek çok konu ele alınmıştır.Yani Kur’an zengin bir konu çeşitliliğine sahiptir.Ve bu konular , insanların yaşamlarında mutlaka önlerine çıkacak meselelerden ibarettir.İnsanlar ihtiyaç duyacakları her şeyi Kur’an’da bulabilecektir.
İlâhî vahy insana ve içinde yaşadığı topluma hitap etmektedir. Onu anlayacak, hayâta geçirecek, toplum düzeni olarak bir sisteme dönüştürecek insandır. Bu Kitap'ta insanın düşünce, duygu, irade ve ünsiyet gibi yeteneklerini harekete geçirici âyetler vardır. Bu yeteneklerini kullanan insan, toplum içinde diğer insanları da etkileyecek, Şeytanın ilhamına kulak verenlerle Allah'tan gelen vahy ile mücâdele edecek; canını, malını bu yolda feda edecektir. İşte Allah'ın kitabı Kur'an, bütün bunları yapacak insana-topluma hitap etmektedir. İnsan bu mücâdele içinde yetişecek, olgunlaşacak, kemal noktasına ulaşacaktır. Fert planında sözgelimi, Ebu Cehil'in samimi arkadaşı, eli silahlı katil adayı Ömer, Peygamber'i öldürmeye giderken kendisi dirilmiş, dinlediği Kur'an onu bir anda değiştirivermiştir. Kızını toprağa diri diri gömen Ömer, Kur'an sayesinde insanları ihya eden, karıncayı ezmemek için yere dikkatli basan merhamet ve adalet timsali Hz. Ömer oluvermiş. Fert planında tek tek yaşanan bunun gibi sayısız örnekler yanında, Kur'an, toplumu da, düzeni de kökten değiştirmiştir. Kabile halinde yaşayıp, sık sık birbirlerine saldıran, o güne kadar tarihte ciddi varlık gösteremeyen, devlet ve medeniyet nedir bilmeyen baldırı çıplak insanlar, Kur'an'ın gerçekleştirdiği inkılap sayesinde çok kısa bir zaman içinde üç kıtada at koşturan, en büyük devlet ve medeniyet olmuşlar.26
Alemlerin Rabbi, Yaratıcısı, Mâliki ve Hâkimi, insanı yaratmış ve onu öğrenme, konuşma, anlama ve doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırma melekeleriyle donatmıştır. Ona seçme, istediğini yapma özgürlüğü ve elde etme yetkisi vermiştir. Kısacası, ona bir tür muhtariyet vermiş, onu yeryüzünde kendi halifesi olarak ilân etmiş ve ona kendi Hidayeti'ne (doğru yol) uygun bir şekilde yaşamasını emretmiştir.
Alemlerin Rabbi, insanı kendi halifesi ilân ettiğinde ona açıkça,zihninde hiç bir şüpheye yer kalmayacak şekilde kendisi ile ne tür bir ilişki içinde olacağını bildirmiştir: "Ben sizin ve tüm evrenin Sahibi ve Hakimi'yim; o halde başkasına değil, bana ibadet etmelisiniz. Siz, ne benim mülkümden bağımsızsınız, ne de itaat ve ibadet edeceğiniz bir başkasının kulusunuz. Yeryüzüne imtihan olunmak üzere belirli bir zaman için, belirli güçlerle gönderildiniz. Ondan sonra yine bana döneceksiniz. O zaman, dünyada yaptığınız amelleri değerlendireceğim ve imtihanı kazanıp kazanmadığınıza karar vereceğim.
Bu nedenle Doğru Yol, gönüllü olarak beni Hakim kabul etmeniz, yalnız bana ibadet etmeniz, yeryüzünde size göndereceğim kılavuza göre hareket etmeniz ve yeryüzünde, orasının sizin için sadece bir imtihan ve deneme yeri olduğunu bilerek yaşamanızdır. Dünya hayatınızın gayesi, Hüküm gününde imtihanı geçmek olmalıdır. O halde İlâhî Hidayet'ten farklı ve ona karşı olan her yol bâtıldır. Eğer doğru yolu seçerseniz -ki bunu seçme hürriyet ve serbestisine sahipsiniz- bu dünyada barış ve huzura; dönmek zorunda olduğunuz Ahiret'te ise ebedî saadete (Cennet) kavuşursunuz. Fakat bâtıl yolu seçerseniz -ki bunu da seçme gücüne sahipsiniz- bu dünyada benim gazabıma, Ahiret'te de çok acıklı bir azaba (Cehenem) uğrarsınız."
Alemlerin sahibi olan Allah böyle bir uyarı yaptıktan sonra, Adem ile Havva'yı (a.s) yani ilk insanları yeryüzüne gönderdi ve onlara, kendilerinin ve zürriyetlerinin izlemeleri için Hidayet verdi. Yani insanlığın atası olan bu iki insan cahillik ve karanlıklar içinde yaratılmamış, bilâkis onlara izlemeleri için apaçık ve parlak bir Nur ve Şeriat verilmişti. Bu İslâm'dı (Allah'a teslim olmak) . Onlar bu dünyadan ayrılmadan bu dini çocuklarına, torunlarına öğrettiler ve onları müslüman (Allah'a itaat eden kul) olarak yaşamaya teşvik ettiler. Fakat bunu takip eden çağlarda insanlar yavaş yavaş bu doğru yoldan (İslâm) ayrıldılar ve birçok sapık dinler benimsediler. Cehaletleri nedeniyle sadece Allah'tan gelen Hidayet'i unutmakla kalmadılar, aynı zamanda zalimlikleri nedeniyle onu tahrif ettiler. Allah'ın sıfatlarını ve güçlerini başkalarına atfettiler. O'nun yanına ortaklar koştular ve O'na ait olan hakları başkalarına verdiler. Her tür bâtıl inanç, yanlış teori ve bâtıl felsefeleri Allah'tan gelen Hidayet'e karıştırarak çeşitli dinler (hayat şekilleri) icat ettiler. Allah'ın öğrettiği doğru, adil ve ahlâki prensipleri arkalarına attılar veya onları bozdular; kendi arzu ve hevalarına uygun kanunlar yaptılar ve Allah'ın arzını fesad ve zulümle doldurdular.
Bunun çok kötü bir durum olmasına rağmen, Allah bu sapık kimseleri Hak Yol'a uymak zorunda bırakmadı. Çünkü bu, insana Allah tarafından verilen sınırlı özgürlük hakkını ihlâl etmek olurdu. Kendisine isyan ettiklerinde de hemen onları helâk etmedi; çünkü bu da, yeryüzünde denenmek için yaratılan insanın imtihan olunma hakkına aykırı idi. Bunun yerine Allah, yeryüzünde insanlık varolmaya devam ettiği müddetçe onlara ilâhi bir kılavuz gönderme ve onları bu kılavuza uyup uymama konusunda serbest bırakmayı üzerine aldı. Buna mukabil insanlara kendi toplulukları içinde rasûller (elçi) tayin etti ve bu elçilere Hakk'ı ve Hikmet'i öğretti.
Bu elçilerin görevi doğru yoldan sapan insanları Hak Yol'a davet etmek idi. Rasûllerin kendileri de Allah'a inanıyor ve O'ndan aldıkları vahye uygun bir hayat yaşıyorlardı. Bu elçiler, çeşitli ülkelerde, çeşitli kavimlerden seçildi ve binlerce yıl boyunca binlerce elçi gönderildi. Rasûllerin hepsi aynı dini; Allah'ın birliği ve Ahiret'in hak olduğu inancına dayanan hak dini tebliğ ediyorlardı. Onların hepsi de, ilk insan yeryüzüne indirildiğinde kendisine öğretilen hayat düzeninin aynısını öğretiyorlardı. Hepsinin görevi insanları Hidayet kaynağına çağırmak ve onları bir ümmet şeklinde düzenlemekti. Onların davetini kabul eden kimseler, ilâhî tebliğ gereği hak dini tesis edip, onu her tür saldırılardan korumak üzere bir tek ümmet (toplum) haline geldiler.27
Bir hadiste de şöyle buyrulmuştur : Hâris el-A’ver anlatıyor: “Mescide uğramıştım, gördüm ki halk, zikri terkedip malâyanî konulara dalmış, konuşu­yor. Hz. Ali RA’ye çıkıp durumdan haberdâr ettim. Bana:
-”Doğru mu söylüyorsun, öyle mi yapıyorlar?” dedi, Ben:
-”Ben Resûlullah AS’ın şöyle söylediğini işittim:
-”Haberiniz olsun bir fitne çıkacak!” Ben hemen sordum:
-”Bundan kurtuluş yolu nedir Ey Allah’ın Resûlü?” Buyurdu ki:
-”Allah’ın Kitabı (na uymak)dır. O’nda sizden önceki (milletlerin ahvâliyle ilgili) haber, sizden sonra (kıya­mete kadar) gelecek fitneler ve kıyâmet ahvâli ile ilgili haberler mevcut. Ayrıca sizin aranızda (iman-küfür, taat-isyân, haram-helâl vs. nevinden) cereyân edecek ahvâlin de hükmü var. O, hak ile batılı ayırdeden ölçüdür. O’nda herşey ciddîdir, gâyesiz bir kelâm yoktur. Kim akılsızlık edip, O’na inanmaz ve O’nunla amel etmezse, Allah onu helâk eder. Kim O’nun dışında hidâyet ararsa Allah onu saptırır. O Allah’ın sağlam ipidir. O, hikmetli olan zikirdir, O dosdoğru yoldur. O, kendine uyan hevaları koymaktan, kendisini (kıraat eden) delilleri iltibastan korur. Alimler ona doyamazlar. Onun çokca tekrarı usanç vermez, tadını eksiltmez. İnsanı hayretlere düşüren mümtaz yönleri son bulmaz, tükenmez, O öyle bir kitaptır ki, cinler işittikleri zaman şöyle demekten kendilerini alamadılar: “Biz, hiç duyulmadık bir tilâvet din­ledik. Bu doğruya götürmektedir, biz onun (Allah kelâmı olduğuna) inandık” (Cin 1). Kim ondan haber getirirse doğru söyler. Kim onunla amel ederse ücrete mazhar olur. Kim onunla hüküm verirse adaletle hükmeder. Kim ona çağrılırsa, doğru yola çağrılmış olur. Ey A’ver, bu güzel kelimeleri öğren.”28
Hayâtın başlangıcı ve sonucunu açıklayan âyetleri, sunduğu hayât kanunları, felâket ve mutlulukla neticelenen yaşayış şekillerine ait tarihî belgeleri, kâinatla ilgili ilmî mûcizeleri ve Hakk'ı, bâtıllardan ayırıcı düsturları ile Kur'an-ı Kerim bütün akıl sahipleri için hidâyet kaynağıdır. Kur'an'a göre, aslolan toplumun karanlıklardan aydınlığa çıkmasıdır. Faziletli toplumun inşa edilmesidir. Bu arada fertler de bu mücâdele esnasında yetişip ahlakî faziletlerle donanacaklardır.

Elif, Lâm, Ra. Bu Kur'an, insanları Rabblerinin izni ile karanlıklardan aydınlığa çıkarasın, üstün iradeli ve övgüye lâyık Allah'ın yoluna iletesin diye sana indirilmiş bir kitaptır.29
Elif, Lâm, Ra. Bu Kur'an, insanları Rabblerinin izni ile karanlıklardan aydınlığa çıkarasın, üstün iradeli ve övgüye lâyık Allah'ın yoluna iletesin diye sana indirilmiş bir kitaptır.30
İman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık ayetlerini okuyan bir peygamber göndermiştir. Kim Allah â inanır ve faydalı iş yaparsa Allah onu, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. Allah böylesine gerçekten güzel bir rızk vermiştir.31
Mustafa Arslan

alkışalkışalkışalkış....
1- Kur’an İnsan Ve Toplum,Yrd. Doç. Dr. Muhittin Akgül , Işık y. , sy. 145
2-En’am 6 /59
3-Bakara 2/ 255 , Enam 6/ 102 , Enbiya 21 / 22, Taha 20 / 14 , Şura 42 / 11, Müminun 23 / 91, Haşr 59 / 22-24, Mülk 67 /1-2 , İhlas 112 / 1-4
4-Araf 7 / 191-195, Nahl 16 /17, Hacc 22 / 73-74 ; Ahkaf 46 / 4-6
5-Bakara 2 / 136, Nisa 4 / 136…
6-Teğabun 64 / 7, Vakıa 56/47-50, Enbiya 21 / 104 , Kıyame 75 /3-4 , Sebe 34 /7 , Kaf 50 /3 ,15, Secde 32 /10, Rum 30 /27, Yasin 36 / 78-79.
7-Bakara 2/275,188, Ali İmran 3 / 130, Nisa 4 /10 , Enam 6 /152
8-2/282
9-5/106,4/6
10-2/178
11-4/92
12-5/33
13-5/38
14-24/2
15-24/4
16-4/36,24/77
17-41/34
18-3/133-134,5/13,42/40
19-9/119
20-25/63-75,17/37,31/18-19
21-49/11
22-49/12
23-24/27-29,58-59
24-24/31,33/32,33,59
25-33/53
26-Kavramlar Tefsiri , Ahmet Kalkan
27-efhimu’l Kur’an / Mevdudi , Giriş, İnsan ya. , sy.17-19
28-Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’ân 14, 2908.
29-14/1
30-39/39
31-65/11
dareyn
dareyn
ilim ehli

Mesaj Sayısı : 482
Yaş : 49
Nerden : Dünya

http://my.opera.com/muhacir/blog/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz