Yiyecek ve içeceklerin üstünü örtmek
HİCRET :: Hadis :: Hadis Bahçesi
1 sayfadaki 1 sayfası
Yiyecek ve içeceklerin üstünü örtmek
Peygamber (sav)bir çöple bile olsa kapların örtülmesini emretmiştir(Müslim 2012)
Rasulullah (sav) buyurmuştur: kapları örtünüz,kırbaların ağzını bağlayın.Çünkü sene içinde öyle bir gece vardır ki o gecede veba hastalığı iner .Üzerinde örtü bulunmayan bir kaba veya üzerinde bağı bulunmayan bir kaba uğrarsa,muhakkak bu vebadan oraya iner (Cabir bin Abdullah Müslim 2014)
Câbir Radıyallahu anh'dan rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kapları örtünüz. Su kaplarının (kırbaların) ağzını bağlayınız. Kapıyı kilitleyiniz, kandili söndürünüz. Şüphesiz şeytan bir su kabının ağzını çözmez, kapıyı açamaz, örtülü bir kabı açamaz. Eğer sizden herhangi bir kimse ancak kabın üzerine enine bir çubuk yatırıp Allah'ın adını anmaktan başka bir şey yapamazsa onu dahi yapsın. Çünkü fasıkcık (fare) aile halkının üzerine evlerini ateşe verebilir."
(Muslim'in Sahih'inde Eşribe bahsi )
İbn Ebi'd-Dunya'nın rivayeti:
Abdu'r-Rahman b. Ebi Leyla'dan rivayet edildiğine göre, onun kavminden bir adam yatsı namazını arkadaşlarıyla birlikte kılmak üzere evinden çıktı, fakat bulunamadı.
Hanımı Ömer b. el-Hattab (r. anh)'a gitti ve ona durumu anlattı.
Ömer(r. anh) bu hususu kadının yakınlarına sordu. Onlar da onun dediklerini doğruladılar. Ömer (r. anh) ona 4 yıl beklemesini emretti.
Dört yıl bekledikten sonra Ömer (r. anh)'ın yanına geldi ve ona durumu haber verdi. Bu hali yakınlarına sordu, onlar da onun doğru söylediğini belirttiler. Ömer (r. anh) kadına evlenmesini emretti.
Daha sonra onun ilk kocası geldi.
Ömer b. el-Hattab (r. anh)'ın huzurunda davalaştılar.
Ömer dedi ki: “Sizden herhangi bir kimse uzun bir süre kaybolur da ailesi onun hayatta olup olmadığını bilmezse (ne yapsın)” dedi. Adam:
“Ama benim mazeretim vardı”, deyince,
“mazeretin nedir” diye sordu. Adam dedi ki:
“Ben kavmimle birlikte yatsı namazını kılmak üzere çıktım. Cinler beni esir aldı -ya da bana cinler isabet etti, dedi- uzun bir süre aralarında kaldım.
Bunlara mu'min olan cinler gaza etti. Onlarla savaştılar ve onlara karşı zafer kazandılar. Onlardan esir aldılar. Aldıkları esirler arasında ben de vardım. Bana:
“Dinin ne” dediler.
“Ben müslümanım”, dedim. Onlar:
“Sen bizim dinimiz üzeresin, seni esir almamız bize helal olmaz”, dediler.
Sonra da beni aralarında kalmak ya da gitmek arasında serbest bıraktılar. Ben de gitmeyi tercih ettim.
Geceleyin beni alıp götürdüler. Geceleyin benimle yol yürüyorlardı, gündüzün de fırtınalı bir rüzgarın arkasından gidiyordum.
(Ömer): “Peki ne yiyordun” diye sordu. Adam:
“Bakla ve üzerinde Allah'ın adı anılmadık şeyler”, dedi.
“Ne içiyordun” diye sorunca,
“üstü örtülmemiş şeyler” diye cevap verdi.
(Malik: Muvatta'ında, Şafii, Abdu'r-Rezzak, Ebu Ubeyd, Beyhaki ve İbn Ebi Şeybe (Telhisu'l-Habir, III, 235)
Rasulullah (sav) buyurmuştur: kapları örtünüz,kırbaların ağzını bağlayın.Çünkü sene içinde öyle bir gece vardır ki o gecede veba hastalığı iner .Üzerinde örtü bulunmayan bir kaba veya üzerinde bağı bulunmayan bir kaba uğrarsa,muhakkak bu vebadan oraya iner (Cabir bin Abdullah Müslim 2014)
Câbir Radıyallahu anh'dan rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kapları örtünüz. Su kaplarının (kırbaların) ağzını bağlayınız. Kapıyı kilitleyiniz, kandili söndürünüz. Şüphesiz şeytan bir su kabının ağzını çözmez, kapıyı açamaz, örtülü bir kabı açamaz. Eğer sizden herhangi bir kimse ancak kabın üzerine enine bir çubuk yatırıp Allah'ın adını anmaktan başka bir şey yapamazsa onu dahi yapsın. Çünkü fasıkcık (fare) aile halkının üzerine evlerini ateşe verebilir."
(Muslim'in Sahih'inde Eşribe bahsi )
İbn Ebi'd-Dunya'nın rivayeti:
Abdu'r-Rahman b. Ebi Leyla'dan rivayet edildiğine göre, onun kavminden bir adam yatsı namazını arkadaşlarıyla birlikte kılmak üzere evinden çıktı, fakat bulunamadı.
Hanımı Ömer b. el-Hattab (r. anh)'a gitti ve ona durumu anlattı.
Ömer(r. anh) bu hususu kadının yakınlarına sordu. Onlar da onun dediklerini doğruladılar. Ömer (r. anh) ona 4 yıl beklemesini emretti.
Dört yıl bekledikten sonra Ömer (r. anh)'ın yanına geldi ve ona durumu haber verdi. Bu hali yakınlarına sordu, onlar da onun doğru söylediğini belirttiler. Ömer (r. anh) kadına evlenmesini emretti.
Daha sonra onun ilk kocası geldi.
Ömer b. el-Hattab (r. anh)'ın huzurunda davalaştılar.
Ömer dedi ki: “Sizden herhangi bir kimse uzun bir süre kaybolur da ailesi onun hayatta olup olmadığını bilmezse (ne yapsın)” dedi. Adam:
“Ama benim mazeretim vardı”, deyince,
“mazeretin nedir” diye sordu. Adam dedi ki:
“Ben kavmimle birlikte yatsı namazını kılmak üzere çıktım. Cinler beni esir aldı -ya da bana cinler isabet etti, dedi- uzun bir süre aralarında kaldım.
Bunlara mu'min olan cinler gaza etti. Onlarla savaştılar ve onlara karşı zafer kazandılar. Onlardan esir aldılar. Aldıkları esirler arasında ben de vardım. Bana:
“Dinin ne” dediler.
“Ben müslümanım”, dedim. Onlar:
“Sen bizim dinimiz üzeresin, seni esir almamız bize helal olmaz”, dediler.
Sonra da beni aralarında kalmak ya da gitmek arasında serbest bıraktılar. Ben de gitmeyi tercih ettim.
Geceleyin beni alıp götürdüler. Geceleyin benimle yol yürüyorlardı, gündüzün de fırtınalı bir rüzgarın arkasından gidiyordum.
(Ömer): “Peki ne yiyordun” diye sordu. Adam:
“Bakla ve üzerinde Allah'ın adı anılmadık şeyler”, dedi.
“Ne içiyordun” diye sorunca,
“üstü örtülmemiş şeyler” diye cevap verdi.
(Malik: Muvatta'ında, Şafii, Abdu'r-Rezzak, Ebu Ubeyd, Beyhaki ve İbn Ebi Şeybe (Telhisu'l-Habir, III, 235)
HİCRET :: Hadis :: Hadis Bahçesi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz