HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KURAN OKUMA HAKKINDA HADİSLERDEN

Aşağa gitmek

KURAN OKUMA HAKKINDA HADİSLERDEN  Empty KURAN OKUMA HAKKINDA HADİSLERDEN

Mesaj  dareyn Perş. Ağus. 19, 2010 9:16 am

1. “Bu Kur’an’ın anlamını ve çizdiği hayat programını koruyup kollamaya özen gösterin! Muhammed’in canının sahibi olan Allah’a yemin ederim ki, Kur’an’ın insan kalbinden kaçışı, devenin bağlarından çözülüp kaçmasından daha kolaydır.”

2. “Kim Allah’ın Kitabından bir harf bile olsa okuyup haberdar olursa onun için bir sevap vardır. Ayrıca her sevaba on katı mükafat verilecektir. “Elif lam mim”in topluca bir harf olduğunu söylemiyorum. Tek tek ‘Elif’ bir harf; ‘lam’ bir harf, ve ‘mim’ bir harftir.”

3. “Kur’an okuyup anlamından haberdar olun! Çünkü o, kıyamet gününde okuyup uygulamasını hayatına geçirenlere ateşten koruyan bir şefaatçi olacaktır. Bakara ve Al-i İmran sûrelerini okuyup tanıyın! Çünkü onlar kıyamet gününde serinlik veren iki bulut veya iki gölgelik yahut kanatlarını gererek şefkat eden iki kuş sürüsü gibi gelip kendilerini bilenleri savunacaklar... Bakara sûresini okuyup bilin, çünkü onu okumak bir berekettir. Ondan habersiz kalmak ise büyük bir kayıp ve onun getirisinden mahrum oluştur. Çünkü onun sağlayacağı faydaları ve bereketleri elde etmeye kahramanların bile güçleri yetmez.”

4. “İlk dönem müslümanlarından hiç biri, Kur’an okunurken ne bayılırdı ve ne de kendinden geçerdi. Ama onlar dinledikleri Kur’an bölümünün etkisiyle ağlar ve derileri diken diken olacak kadar bütün benlikleriyle ayetlerin manasını hissedip kavrarlardı. Sonra Allah’ı anmanın getirdiği güvenlik duygusu ve huzur sebebiyle bedensel olarak derileri, iç dünyalarının ifadesi olarak da kalpleri yumuşayıp yatışırdı.

5.“Ebu Bekr, Kur’an okuduğu zaman, çok ağlardı.”

6.Rasulullah s. sordu: “Evinize, ailenizin yanına döndüğünüzde orada değeri çok yüksek, bakımlı, hamile üç deve bulmayı ister misiniz?” “Evet” dedim. “İşte namazda birinizin üç ayet okuması, onun için bakımlı, hamile üç deveden daha hayırlıdır” buyurdu.

7.“Kim her gün Buthan veya Akîk denilen Medine yakınlarındaki deve otlağına gidip, iri hörgüçlü iki deveye sahip olmak ister? Hem de hiçbir zorluk çekmeden, günaha girmeden ve de ticaret adına uzaklaşıp da aile bağlarını koparmadan...” Dedik ki: “Ey Allah’ın Rasulü, bunu hepimiz isteriz.” Şöyle buyurdu: “Biriniz kulluk ortamı olan mescide gidip, Allah’ın Kitabı’ndan iki ayet okuyup anlaması, onun için iki deveden, üç ayet üç deveden, dört ayet dört deveden ve öğrenilen ayet sayısı ne kadarsa işte o kadar ayet o kadar deveden daha hayırlıdır.”

8.“Peygamber s., gece bir adamın bir sûre okuduğunu duydu ve dinledi, sonra şöyle buyurdu: “Allah onu esirgesin! Unutturulduğum falan ayetleri bana hatırlattı.” Diğer rivayet: “falan falan sûrelerden unuttuğum ayetleri...”şeklindedir.

9.El-Bera r.’den Rasulullah s.: “Kur’an okuyuşunuzu seslerinizle süsleyin!”

10. “Kur’an’ı özenle, güzel ifade ile seslendirmeyen, okuyup durmayan bizden/ bizim gibi yapanlardan değildir.

11. “Allah, Peygamber’ine, Kur’an’ı güzel okuyup haberdar etmesine, dillendirip seslendirmesine karşılık hiçbir şeye vermediği mükâfatı vermiştir.”

12.İbn Abbas r.’dan: Bir adam dedi ki:
“Ey Allah’ın Rasulü! Allah hangi ameli yapmamızı daha çok sever, ister?”
“Biten bir yolculuğun arkasından yeniden yola çıkan kimseninkine benzer işi sever.”
“Bu biten yolculuğun ardından yeniden yola koyulmak misaliyle anlatılmak istenen nedir?”
“O kimse ki Kur’an’ı başından sonuna kadar okur, bitirdikçe bırakmaz, yeniden baştan başlar.”

13.İmran b. Husayn r.’dan Rasulullah s. “Kim Kur’an’ı okuyup, gündemde tutma, dile getirme durumunda, sorumluluğunda ise isteyeceğini yalnız Allah’tan istesin. Çünkü öyle insanlar gelecektir ki, Kur’an okuyacak, tanıtacak ve okumalarına karşılık insanlardan beklentili olacak, dünyalık isteyeceklerdir.”

14. “Kur’an’ı okuyup, öğrenip, manasını kavrayıp da sonra unutan, onun istediği hayat tarzını uygulamayan, mesajı anlamsızca değerlendiren bir kimse, kıyamet günü Allah’a cüzzamlı olarak kavuşacaktır.” “İsterseniz şu ayeti14 okuyun: “Rabbim beni neden kör olarak dirilttin. Oysa ben gören biri idim. (Allah) diyecek ki: “Sana ayetlerimiz geldi, sen onları unuttun, işte bu gün de sen böyle unutulursun.”

15. “Bilgilerinin içinde Kur’an’dan bir şey olmayan kimse, harabe bir ev gibidir.

16. “Evlerinizi, içinde Kur’an okunmayan kabirlere çevirmeyin; Şeytan, içinde Bakara sûresinin seslendirilip okunduğu/ gündemi Bakara sûresinin belirlediği evden kaçar, yaşamaz.”

17. “Kur’an’ın haram dediklerini helal sayan, helâlmiş gibi değerlendiren, Kur’an’a iman etmemiş olur.”

18. “Kur’an’ın son bölümünde yer alan, fasılası yani bölümü çok, kısa ayetli Mufassal denilen sûreler, peygamberimize ilk inen sûrelerdir ki içinde cennet-cehennem, ahirete iman konuları vardır. Ahiret endişesi insanları sarıp da İslam’a, imana yönelince, helali ve haramı belirten sûreler indi. “Eğer içki içmeyin !” diyen sûre ilk önce inseydi insanlar: “Bunu biz asla bırakmayız” derlerdi. Eğer “Zina yapmayın!” diyen sûre ilk başlarda nazil olsaydı, “Biz zinayı bırakmayız” derlerdi.

19. “Kim Allah’ın kitabını kendi görüşüyle yorumlarsa, daha önceden edindiği fikre göre tefsir ederse isabet etse, ayetin maksadını yakalamış olsa bile hata etmiş sayılır.”

20. “Kim Kur’an hakkında ilimsiz/ ahiret kaygısı ve amel etmeye yöneltici bilgi olmaksızın, fikir yürütür, tefsir ederse -kendi görüşüne destek verecek şekilde yorumlarsa- cehennemdeki yerine hazırlansın.”

21. “Kur’an’ı okuyup gereğince amel edene ahirette şöyle denir: ‘Oku ve okumanın dünyada seni şereflendirdiği gibi şimdi de cennet derecelerine yüksel! Dünyada nasıl ağır ağır, kavrayışlı, anlamına dikkat ederek, tertil ile okuduysan, şimdi de öylece oku! Çünkü senin asıl makamını, cennette ulaşacağın noktayı okuyacağın en son ayet belirleyecektir.”

22. “Kim Kur’an’ı okur, ezberler, helalini helal, haramını da haram sayarsa/ Kur’an’ı hayatında uygulayacağı bir program olarak kabullenirse Allah onu bu sebeple cennete koyar. Ayrıca hakkında cehennemlik kararı verilmiş olan ev halkından tam on kişiye de onu şefaatçi yapar, cehennemden kurtarma yetkisi verir.”

23. “Kur’an-ı Kerim’i okuyan ve hükümleriyle amel edenin anne ve babasına kıyamet günü bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı –güneşi evlerinizin içinde farzetseniz- dünya evlerindeki güneş ışığından daha güzeldir. Bir de bizzat Kur’an’ı okuyup amel edenin sevabını siz takdir edin/ varın siz düşünün!”

24. “Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor: ‘Herhangi bir kimseyi Kur’an okuması/ Kur’an’la meşguliyeti, beraberliği, onu gündemde tutma çabası benden istekte bulunmaktan alıkorsa Ben ona Benden isteyenlere verdiğimden daha üstününü veririm.”

25. “Kur’an okumakta mahir, usta olan, ezberi, okuyuşu, ifadelendirmesi, gündeme taşıması güzel ve etkin olan kimse SEFERE adı verilen kerim, şerefli ve itaatkâr meleklerle beraber olacaktır. Kur’an okumakta işin başında olan, yorulan, zahmet çeken, heceleyen kişiye ise iki kat ecir, mükâfat vardır.”

26. “Kim Allah’ın Kitabı’ndan bir ayete ses ve içeriği ile kulak verir, dinlerse Allah ona kat kat sevap yazar. Kim bizzat onu okur, gündeme getirirse kıyamet gününde o ayet, onun için bir nur, yol gösteren bir ışık olur.”

27. “Bizler okuyorken Peygamber s., yanımıza geldi. Aramızda Arap da, Arap olmayan da vardı. Şöyle buyurdu: “Okuyun, her okuyuş güzeldir/ herkes kendi tarzınca güzel okusun. İlerde öyle bir toplum gelecektir ki bunlar, Kur’an’ın kelimelerini, içeriğini okun yontulması gibi yontacak, manadan uzak bir okuyuş haline getirecekler. Bundaki amaçları da ondan hasıl olan ecri ahirete bırakmayıp dünyada almak olacak.”

28. “Kişinin falan falan ayetler bana unutturuldu diyecek hale düşmesi ne kötü şeydir. Unutan, ihmal edip önem vermeyen kendisi oysa... Kur’an’ı okuyun, devamlı gündeminizde olsun. Çünkü onun, insanların hafızasından silinmesi, hayvanların bağlarından çözülüp gitmesinden daha kolaydır.”

29. “Kur’an’ı Arap ağzıyla, tarzıyla, nağme ve sesleriyle okuyun.! Aşk ehlinin makamlarından uzak durun! Yahudi ve Hıristiyanların makamlarından, okuma tip ve tarzlarından da uzak durun! Benden sonra bir toplum gelecek ki, Kur’an okurken şarkı söyler ve ağıt yakar gibi seslerini titreterek okuyacaklar. Ne var ki manasını yok saydıklarından, okudukları gırtlaklarından aşağıya kalplerine inmeyecek. Niyet ve eylemlerine etki etmeyecek. Hem onların hem de onları beğenenlerin kalpleri fitneye kapılacaktır.”

30.Peygamber s. mescidde itikâfa girdi. Cemaatin yüksek sesle Kur’an okuduklarını duydu. Perdeyi açıp şöyle buyurdu: ‘Dikkat edin, tek tek hepiniz özel bir şekilde Rabbine yalvarıp yakarıyor. Birbirinizi rahatsız etmeyin! Namazda ya da Kur’an okuyuşunuzda birbirinizin okumasını karıştırmayın!”

31. “Üç günden az bir sürede Kur’an’ı hatmeden, Kur’an’dan bir şey anlamaz.”

32. “Herhangi bir topluluk içinde Allah’ın adının gündeme getirilebileceği evlerden birinde toplanır, Kur’an’ı Kerim okur, aralarında onu konuşur, üzerinde düşünüp tartışırlarsa mutlaka kalplerine huzur, gönüllerine ferahlık, ruhlarına sekinet, sakinlik, dinginlik iner. Allah’ın rahmet ve merhameti, af ve bağışı, acıması onları kaplar. Meleklerde kendilerini kuşatır, sarar, koruma altına alır ve Allah da onları kendi katındaki daha güzel bir toplum içinde anar, onlardan bahseder.” “Allah’ın kitabını okuyan, onu aralarında öğrenip öğreten hiçbir gurup yoktur ki Allah onların üzerlerine huzur indirmesin...

33.“Nafi b. Abdi’l-Haris, Usfan’da Ömer’e rastladı. Ömer onu Mekke’de vali olarak görevlendirmişti. Ömer onu Usfan’da görünce ona:
‘Mekkelilerin başına yerine kimi vekil bıraktın?’ diye sordu.
“İbn Ebza’yı”
“İbn Ebza kimdir?”
“Azatlılarımızdan bir azatlı.”
“Yerine bir azatlıyı mı bıraktın?”
“O Allah’ın Kitabı’nı okur, farzlarını da iyi bilir.” Bunun üzerine Ömer şöyle dedi:
Peygamberimiz s. şöyle buyurmuştur: “Allah bu kitapla bir takım insanların değerini yükseltir; bir takım insanların da değerini düşürür.

34.el-Haris el-A’ver r.: “Mescide uğradım, insanların boş konuşmalara daldıklarını gördüm. Hz. Ali’ye gelerek durumu haber verdim.
“Gerçekten böyle mi yapıyorlar, bu durumdalar öyle mi?” dedi.
“Evet” deyince
“Peygamber s.’in şöyle buyurduğunu duydum: ‘İlerde fitneler olacaktır”
“Peki, ondan kurtuluş, çıkış nasıl olabilir, ey Allah’ın Rasulü?” diye sordum. Şöyle buyurdu:
“Allah’ın Kitabı’na sarılmakla. Çünkü onda sizden önceki toplumların ibretli, kulluğa yöneltici haberleri, sizden sonra olacakların duyurusu vardır. O Kur’an’ın bilgisinin tamamı önemli, kulluğa yarayışlıdır. Kesinlikle içinde lüzumsuz, anlamsız ve maksatsız bir söz yoktur. Kim onu akılsızlığından, kafasızlığından dolayı terkederse Allah onun belini kırar, öyle dünya yükleri verir ki işi biter, ahirette de hesap onu yere yıkar. Kim cennete gidecek yolun tarifini/ hidayeti başka yerde ararsa Allah onu saptırır, yoldan çıkarır. O, Allah’ın sapasağlam kurtarıcı ipidir. O, hikmetli/ insan için gerekli mânâ derinliklerine sahip olan zikir, gündem maddesidir. O, tam hedefe götüren dosdoğru yoldur. O, kendisine uyulduğunda arzuların yanılmadığı, sapmadığı, o konuşulduğunda, onunla konuşulduğunda dillerin yalan şeyler söylemediği, âlimlerin doymadığı, çok okumakla eskimeyen, cazibesini yitirmeyen, okuma hevesi geçmeyen, harikuladeliği, şaşırtıcı gerçekleri tükenmeyen bir kitaptır. O cinlerin işitip de şöyle dediği bir kitaptır: “Gerçekten biz, doğru yola ileten harikulade güzel bir Kur’an dinledik ve ona iman ettik.” Kim ondan bir haber getirirse, doğru söylemiş olur. Kim onunla amel ederse, uygularsa ecir alır, mükâfat bulur. Kim onunla hükmeder, karar verirse adil olur. Kim insanları ona davet eder, çağırırsa doğru yola, cennet yoluna iletmiş olur. Ey (Haris el-) A’ver bu öğütleri dinle, kulağına küpe olsun, sakın unutma...”

35. “İnsanların en zengini, varlıklısı Kur’an’ın kararlarına uygun bir hayat yaşayan, zihin ve gönlünde kitabı tutup korumuş hafızlardır.”

36.“Biriniz Kur’an’ı hatmettiğinde şöyle dua etsin: اَللَّهُمَّ اَنِسْ وَحْشَتِي فِي قَبْرِي Allah’ım! Kabrimde yalnız kaldığımda korku ve yalnızlığımı gider.”

37. “Kur’an ehli, insanlar uykudalarken gecenin kıymetini, yine insanlar yiyip içme ile vakitlerini doldururken gündüzün değerini, halk sevinç, coşku içinde kendilerinden geçmiş yaşarlarken sorumlu ve düşünceli olmanın anlamını, onlar gülüp oynarlarken ağlamanın manasını, insanlar hata işlerken susmanın, insanlar aldanırlarken huşu içerisinde olmanın kadru kıymetini bilmelidir. Kur’an ehline, gözü yaşlı, düşünceli ve sorumlu, halim ve vakur olmak yaraşır. Kur’an ehline kaba, gafil, ciddiyetten uzak, sırıtkan ve haşin olmak yakışmaz.”

38. “Kişinin mescitten çıkardığı çer çöpe kadar, bana ümmetimin sevapları gösterildi. Ümmetimin günahları da bana gösterildi. Bir kimsenin Kur’an’ı Kerimden bir sûre veya bir ayet öğrenip de sonra unutmasından daha büyük hiçbir günah görmedim.”

39.- “Şüphesiz insanlardan Allah’a yakın olanlar vardır.” Sahabiler:
“Ya Rasulullah! Allah’a yakın insanlar kimlerdir?” diye sordular. Rasulullah s.:
“Onlar Kur’an ehli, Allah ehli ve Allah’ın has kullarıdır” buyurdu.

40. “Kur’an okuma yönünden insanların en güzel seslisi, okuduğunu işittiğinizde Allah’tan korktuğunu zannettiğiniz/ hissettiğiniz kimsedir.”

41. “Ya Eba Zerr! Gidip Allah’ın kitabından bir ayet öğrenmen, senin için yüz rekât nafile namaz kılmandan daha hayırlıdır. Amel edilsin veya edilmesin, gidip Allah’ın kitabından bir konuyu öğrenmen ise, senin için bin rekât nafile namaz kılmandan daha hayırlıdır.”

42. “Seni kötülüklerden alıkoyduğu sürece Kur’an’ı oku. Seni kötülükten alıkoymuyorsa onu gerçek mânâda okumuyorsun demektir.”

43.Ebu Zer r.:
“Bana bir şey tavsiye et, ey Allah’ın Rasulü!” dedim.
“Allah’ı öfkelendirmekten, buyruklarını dinlememekten sakın çünkü takva her işin başıdır.”
“Tavsiyeni artır, Ya Rasulallah!” dedim.
“Çok Kur’an oku, çünkü o senin için dünyada yolunu aydınlatan bir ışık, bir nur, semada, ahiret adına bir hazırlıktır.”

44. “Kur’an’ı okuyunuz/ haberdar olunuz ve onunla amel edip uygulayınız. Onu okumaktan uzaklaşmayınız. Ona yakışmayan, uymayan yorum ve tevillerle, kitabın genel amacının dışındaki yaklaşımlarla haddi aşmayınız. Yine onu vasıta yaparak, kullanarak menfaat temin etmeyiniz. Onunla dünyalığınızı çoğaltmaya çalışmayınız.”

45. “Ümmetimin en şereflileri Kur’an’ı okuyanlar ve gece kalkıp ibadet yapanlardır.”

46. “Kim bir gecede on ayet okursa, gafillerden yazılmaz!”

47. “Kim bir gecede on ayetle birlikte olur, okursa, ‘ibadete düşkün, samimi bir şekilde gerçekten ibadet edenler’ diye kaydedilir!”

48. “Kim bir gecede elli ayet okursa, gafillerdendir diye yazılmaz!”

49. “Kim bir gecede yüz ayet okursa, aldanmışlardandır diye kaydedilmez!”

50. “Kim bir gecede yüz ayet okursa, kavrarsa o gece Kur’an onunla tartışmaz, hakkını aldığı için çekişmez.
Kim bir gecede iki yüz ayet okursa, ona bir gece ibadeti sevabı yazılır.
Kim bir gecede beş yüz ile bin ayet arası okursa, ahirette bin kıntar sevabı olduğu halde uyanır! Oradakiler: “Kıntar nedir?” demişler. “On iki bin (Ukıyye)...” karşılığını vermiştir.

51.  “Şu beş durumda gök kapıları açılır ve dualar kabul edilir:
1. Kur’an okunurken,
2. İslam ordusu düşman ordusuyla karşılaştığı zaman,
3. Yağmur yağdığında,
4. Zulme uğrayan dua ettiğinde,
5. Ezan okunduğunda.”

52. “Kur’an okuyanın hali, turunç meyvesi, ağaç kavunu gibidir ki, hem kokusu hem de tadı güzeldir (Hem okuyan faydalanır hem yanındakiler). Kur’an okumayan mü’minin misali hurma gibidir. Tadı güzeldir ancak kokusu yoktur (Okuyan yararlanır ama çevreye faydası yoktur). Kur’an okuyan facir, günahkâr ise, kokusu güzel, tadı acı olan reyhan çiçeği gibidir (Kendisine hiçbir faydası yoktur ama çevresindekiler yararlanır). Kur’an okumayan facir, günahkâr ise, kokusu bulunmayan ve tadı da acı olan Ebu Cehil Karpuzu gibidir (Ne kendisine yararı olur ne çevresindekilere).”
“İyi arkadaşın misali güzel koku satıcısına benzer. Sana ondan bir şey verilmezse bile, kokusundan istifade edersin. Kötü arkadaşın misali ise körükçüye benzer. Kurumundan sana bir şey isabet etmese de dumanından rahatsız olursun.”

53.Yusuf b. Mahek: “Ben müminlerin annesi Aişe’nin yanındaydım. Tam bu sırada onun yanına Iraklı biri çıkageldi. Ona:
‘Kefenin hangisi daha hayırlıdır?’ diye sordu. Hz. Aişe:
‘Yazık sana! Ölümden sonra hissedemeyeceğin için sana hangi şey zarar verebilir ki’ dedi. Bu sefer o ıraklı kişi:
‘Ey müminlerin annesi bana kendi mushafını göster’ dedi. Hz. Aişe:
‘Niçin?’ diye sordu. Adam:
‘Ben ümit ederim ki Kur’an’ı senin mushafına göre telif ederim, düzenlerim. Çünkü Kur’an telif edilmiş olmayarak okunuyor’ dedi. Bunun üzerine Hz. Aişe:
Kur’an’ın ne dediğini, onu neden okuduğunu bilmedikten sonra Kur’an’ın hangi sûresini okumuş olsan sana ne faydası ne zararı olabilirki? Kur’an’dan ilk nazil olan sûrelerde uzunca cennet ve cehennem konusu anlatıldı. Nihayet insanlar, İslam’a döndükleri zaman, helal ve haram ile ilgili ayetler nazil oldu. Şayet ilk önce “şarap içmeyin” yasağı inseydi insanlar elbette: “Biz ebeden şarabı bırakmayız” diyeceklerdi. Ve şayet yine ilk önce “Zina yapmayın!” ayeti inmiş olsaydı, insanlar muhakkak “Biz zinayı ebediyyen bırakmayız” diyeceklerdi. Yeminle söylüyorum ki ben henüz oyun oynayan bir kız çocuğu iken Mekke’de Muhammed’e “Hayır! Buluşma zamanları o uyarıldıkları saattir. O saat cidden çok feci ve acıdır” ayeti inmişti. Bakara ile Nisa sûreleri ancak ben Rasulullah’ın yanındayken inmişlerdir” dedi. Ravi diyor ki:
Bundan sonra Hz. Aişe, o ıraklı için mushafı çıkardı. O şahsa sûrelerin ayetlerini imla ettirdi.”

54. “Peygamber s., sayıca kalabalık olan bir müfreze gönderdi. Onlara Kur’an’dan okuttu. Her biri ezberinde olanı okudu. Yaşça en genç olan bir adamın yanına ageldi ve sordu:
“Senin ezberinde ne var?”
“Ezberimde falan falan sûreler, bir de Bakara sûresi vardır.”
“Ezberinde Bakara sûresi var mı?”
“Evet.”
“Haydi, git, onların emiri kumandanı sensin! Çünkü o sûre, neredeyse dinin tümünü kapsar/ içerir!” Heyetin ileri gelenlerinden biri dedi ki:
“Ey Allah’ın Rasulü! İçindekileri yaşayamayacağım korkusu, beni onu öğrenip ezberlemekten alıkoymuştur.” Bunun üzerine Peygamber s. şöyle buyurdu:
“Kur’an’ı öğrenin, okuyun ve onunla amel edin! Çünkü Kur’an’ı öğrenen, okuyan ve onunla amel eden kişi, içi misk dolu dağarcık gibidir; her yerde onun kokusu koklanır. Kur’an’ı öğrenip, hafızasında olduğu halde uyuyan kimse de, içi misk doldurulup, kapatılmış bir kutuya benzer.”

55. “Sana Allah’tan korkmayı tavsiye ederim. Çünkü bu her hayrın başıdır. Cihada sarıl. Çünkü o, müslümanın kendisini bütünüyle ibadete vermesidir. Allah’ı çokça zikret ve Kur’an’ı çokça oku. Çünkü bu, cennette rahatlığın, yeryüzünde de izzet ve şerefindir.”

56.“Kıyamet günü oruç ve Kur’an, kula şefaat edecekler, arka çıkacaklar. Oruç şöyle diyecek: “Ey Rabbim! Ben onu gündüzleyin yemesinden, içmesinden ve şehevi isteklerinden, insanî arzulardan alıkoydum. Hakkında şefaatimi kabul eyle! “Kur’an da şöyle diyecek: “Ey Rabbim! Ben onu geceleyin uykusundan alıkoydum. Hakkında şefaatimi kabul eyle!” İkisinin de şefaati kabul edilir.”

57. “Kim Allah’ın kitabından bir ayeti anlayacak şekilde, uygulamak kastıyla dinlerse, kendisi için kat kat sevap yazılır. Kim ki, Allah’ın kitabından bir ayeti anlamaya çalışarak okursa, bu, kıyamet günü onun için bir nur olur.”

58. “Her farz namazdan sonra Ayete’l-Kürsi’yi anlamını kavrayarak okuyan kimsenin cennete girmesi için ölümden başka bir engel yoktur.”

59. “Geceleyin Bakara sûresinin son iki ayetini okuyan kimseye bu yeter.”

60. “Kim ki geceleyin Duhan sûresini okursa, içindekilerden haberdar olursa sabaha kadar yetmiş bin melek günahlarının bağışlanması için dua ederler.”

61.“Şüphesiz ümmetimden olup dini bilgileri taşıyan öyle insanlar vardır ki, Kur’an’ı Kerim’i okur anlar ve buna rağmen ‘İdarecilere/ sosyal hayatta yetki sahibi kimselere gidip sahip oldukları dünyalıklarından biz de faydalanalım. Onlarla olmaktan dolayı yaşayamadığımız kulluk bölümlerini de gizleyelim, dinimizi açıklamayalım, gizli yaşayalım’ derler. Oysa böyle bir şey olamaz. Din böylesi bir gizlenmeyi kabul etmez. Öylesi yetkililer de açıkça olmasa da yaşanan bir dine izin vermezler. Böylesi bir ilişki, bir dağılım mümkün değildir. Tıpkı diken bitkisinden dikenden başka meyve toplanmadığı gibi, onlara yakınlaşmadan günahtan başka bir verim alınmaz.”
----------------------------------------------------------------------------------------------
SİRACİ MÜNİR İSİMLİ KİTABDAN ALINTI
dareyn
dareyn
ilim ehli

Mesaj Sayısı : 482
Yaş : 50
Nerden : Dünya

http://my.opera.com/muhacir/blog/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz