PEYGAMBER A.S IN ÖDÜNÇ PARA ALMASI / PEYGAMBERİN GEÇİMİ
1 sayfadaki 1 sayfası
PEYGAMBER A.S IN ÖDÜNÇ PARA ALMASI / PEYGAMBERİN GEÇİMİ
Abdullah b. Hevzeni’den; Haleb’de Bilal ile karşılaştım ve sordum; ‘’Peygamber’in geçimi nasıldır ?’’
Dedi ki; Allah O’nu peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye dek hep O’nunla birlikte bulundum. O’nun fazla bir şeyi yoktu. Hatta bir adam gelip Müslüman olduktan sonra üstünde bir şey görmediğinde, beni gönderir, o adam için birinden ödünç para alırdım, onunla hemen gidip bir elbise alıp o adamı giydirirdim. Bir keresinde müşriklerden zengin bir adam karşıma çıktı ve dedi ki; ‘’Benim imkânım çok geniştir, benden başka kimseden ödünç para alma!’’ Adamın dediğini yaptım. Bir gün abdest alıp namaz için ezan okuyacağım bir vakit o müşrik, bir grup tüccarla birlikte çıkageldi ve bana ; ‘’Ey Habeşli!’’ diye seslendi. ‘’Buyur!’’ dedim. Hemen bana hücum etti ve ağır laflar söyledi.
Dedi ki; “Aybaşına kadar ne kadar var?”
‘’Aybaşı yakındır.’’
‘’Aybaşına dört gün var. Aybaşı geldiğinde bana olan borcunu ödeyemezsen ona karşılık seni, eskiden olduğun gibi köle yapar koyun güttürürüm.’’
Bunu duyunca beyninden vurulmuşa döndüm. Yatsı namazını kılınca, Peygamber evine döndü, ben de arkasından yanına girmek için izin istedim ve izin verdi, girdim ve dedim ki; ‘’Ey Allah Resulü! Bana ödünç para veren müşrik var ya, aybaşında parasını istiyor, ne bende, ne de sende onu ödeyecek bir şey yok. İzin ver de kaçıp bazı Müslüman kabilelerin yanına gideyim, belki Allah, Resulü’ne bir rızık ihsan eder de gelip borcumuzu veririz. Aksi halde adam bizi rezil eder.’’
İzin verdi; hemen evime gittim. Kılıcımı, heybemi, pabuçlarımı ve kalkanımı hazırlayıp başımın ucuna koydum. Yalancı fecrin beyazlığı gelince kalkıp gitmeye hazırlanacaktım ki ‘Ey Bilal!’ diye bir sesle irkildim.
O ses; ‘Haydi Resulullah seni çağırıyor, yanına git!’ dedi.
Vardığımda kapıda dört tane deve, üzerlerinde eşya yüklü çöktürülmüş yatıyordu. İzin istedim, girdim; şöyle buyurdu: ‘Müjde Ey Bilal! Allah senin borcunu ödeyecek mal ihsan etti.’ Sonra şöyle buyurdu : ‘Kapının yanında üzerinde eşya yüklü dört deve görmedin mi?’
‘Evet’ dedim. ‘Üstlerindeki eşyadan, elbiselerden, yiyeceklerden istediğini alabilirsin. Onları bana Fedek’in reisi hediye etti. Onları alıp borcunu kapat!’ Emrini yerine getirdim. Sonra mescide gittim. Baktım ki Resulullah orada oturuyor. Selam verdim.
Sordu ; ‘Ne yaptın, borcu ödedin mi ?’
‘Allah, Allah Resulü’nün üstünde olan her borcu ödemeye bizi muvaffak kıldı.’’ Dedim.
‘Bir şey arttı mı ?’ diye sordu.
‘Evet’ dedim.
‘Bak, verilecek kimse varsa onları da ver de beni rahatlat! İçim rahatlamadan ailemden kimsenin yanına girmek istemiyorum’ buyurdu. Yatsı namazından sonra beni tekrar çağırdı ve sordu; ‘Sendeki malları ne yaptın ?’
‘Bendedir; henüz kimse gelmedi’ deyince, Allah Resulü o gece evine gitmeden mescidde geceledi. Ertesi gün yatsı namazına kadar orada kaldı. Sonra yine beni çağırıp;
‘Ne yaptın verdin mi ?’dedi.
Ben de; ‘Evet Ey Allah Resulü, artık müsterih olabilirsin’ dedim. Bunun üzerine ‘Allahu Ekber, Elhamdülillah’ dedi. Yanında dünyalık varken ölümün gelip kendisini bulmasından çok korktuğu için daima bunu yapardı.
Sonra onu takip ettim. Akrabalarına bir bir dolaşıp selam verdi, hal ve hatır sordu. Sonra evine gitti. İşte bana sorduğun Peygamber böyle bir şahsiyetti![Rüdani, Cem’ül fevaid, c. 3- 7955]
Dedi ki; Allah O’nu peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye dek hep O’nunla birlikte bulundum. O’nun fazla bir şeyi yoktu. Hatta bir adam gelip Müslüman olduktan sonra üstünde bir şey görmediğinde, beni gönderir, o adam için birinden ödünç para alırdım, onunla hemen gidip bir elbise alıp o adamı giydirirdim. Bir keresinde müşriklerden zengin bir adam karşıma çıktı ve dedi ki; ‘’Benim imkânım çok geniştir, benden başka kimseden ödünç para alma!’’ Adamın dediğini yaptım. Bir gün abdest alıp namaz için ezan okuyacağım bir vakit o müşrik, bir grup tüccarla birlikte çıkageldi ve bana ; ‘’Ey Habeşli!’’ diye seslendi. ‘’Buyur!’’ dedim. Hemen bana hücum etti ve ağır laflar söyledi.
Dedi ki; “Aybaşına kadar ne kadar var?”
‘’Aybaşı yakındır.’’
‘’Aybaşına dört gün var. Aybaşı geldiğinde bana olan borcunu ödeyemezsen ona karşılık seni, eskiden olduğun gibi köle yapar koyun güttürürüm.’’
Bunu duyunca beyninden vurulmuşa döndüm. Yatsı namazını kılınca, Peygamber evine döndü, ben de arkasından yanına girmek için izin istedim ve izin verdi, girdim ve dedim ki; ‘’Ey Allah Resulü! Bana ödünç para veren müşrik var ya, aybaşında parasını istiyor, ne bende, ne de sende onu ödeyecek bir şey yok. İzin ver de kaçıp bazı Müslüman kabilelerin yanına gideyim, belki Allah, Resulü’ne bir rızık ihsan eder de gelip borcumuzu veririz. Aksi halde adam bizi rezil eder.’’
İzin verdi; hemen evime gittim. Kılıcımı, heybemi, pabuçlarımı ve kalkanımı hazırlayıp başımın ucuna koydum. Yalancı fecrin beyazlığı gelince kalkıp gitmeye hazırlanacaktım ki ‘Ey Bilal!’ diye bir sesle irkildim.
O ses; ‘Haydi Resulullah seni çağırıyor, yanına git!’ dedi.
Vardığımda kapıda dört tane deve, üzerlerinde eşya yüklü çöktürülmüş yatıyordu. İzin istedim, girdim; şöyle buyurdu: ‘Müjde Ey Bilal! Allah senin borcunu ödeyecek mal ihsan etti.’ Sonra şöyle buyurdu : ‘Kapının yanında üzerinde eşya yüklü dört deve görmedin mi?’
‘Evet’ dedim. ‘Üstlerindeki eşyadan, elbiselerden, yiyeceklerden istediğini alabilirsin. Onları bana Fedek’in reisi hediye etti. Onları alıp borcunu kapat!’ Emrini yerine getirdim. Sonra mescide gittim. Baktım ki Resulullah orada oturuyor. Selam verdim.
Sordu ; ‘Ne yaptın, borcu ödedin mi ?’
‘Allah, Allah Resulü’nün üstünde olan her borcu ödemeye bizi muvaffak kıldı.’’ Dedim.
‘Bir şey arttı mı ?’ diye sordu.
‘Evet’ dedim.
‘Bak, verilecek kimse varsa onları da ver de beni rahatlat! İçim rahatlamadan ailemden kimsenin yanına girmek istemiyorum’ buyurdu. Yatsı namazından sonra beni tekrar çağırdı ve sordu; ‘Sendeki malları ne yaptın ?’
‘Bendedir; henüz kimse gelmedi’ deyince, Allah Resulü o gece evine gitmeden mescidde geceledi. Ertesi gün yatsı namazına kadar orada kaldı. Sonra yine beni çağırıp;
‘Ne yaptın verdin mi ?’dedi.
Ben de; ‘Evet Ey Allah Resulü, artık müsterih olabilirsin’ dedim. Bunun üzerine ‘Allahu Ekber, Elhamdülillah’ dedi. Yanında dünyalık varken ölümün gelip kendisini bulmasından çok korktuğu için daima bunu yapardı.
Sonra onu takip ettim. Akrabalarına bir bir dolaşıp selam verdi, hal ve hatır sordu. Sonra evine gitti. İşte bana sorduğun Peygamber böyle bir şahsiyetti![Rüdani, Cem’ül fevaid, c. 3- 7955]
odsu- ilim ehli
- Mesaj Sayısı : 99
Similar topics
» H.Z. PEYGAMBER’İN ( S.A.V. ) BEŞERİ TAVIRLARI
» Hz.Peygamberin Hanımlara Olan Şefkati
» Hz.Peygamber'in (s.a.) Kur'an Okuyuşu
» PEYGAMBER S.A.V İN DOĞUM TARİHİ
» HZ MUHAMMEDİN PEYGAMBER OLUŞU VE İLK VAHİY
» Hz.Peygamberin Hanımlara Olan Şefkati
» Hz.Peygamber'in (s.a.) Kur'an Okuyuşu
» PEYGAMBER S.A.V İN DOĞUM TARİHİ
» HZ MUHAMMEDİN PEYGAMBER OLUŞU VE İLK VAHİY
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz