HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MAURİCE BEJART

Aşağa gitmek

MAURİCE BEJART Empty MAURİCE BEJART

Mesaj  sebil Salı Tem. 13, 2010 9:34 pm

MAURİCE BEJART Mauricer
Maurice Bejart, bale dünyasının en ünlü isimlerinden biridir. Sadece ülkesi olan Fransa'da değil, bütün dünya başkentlerinde ayakta alkışlanmış bir dansör ve kareogratiftir.
Özellikle san'atındaki en büyük merhale sayılan "Yirminci yüzyıl balesi" ile "devrim" yaptığına inanılıyor. Ne var ki, o, şöhretinin zirvesindeyken asıl devrimi yaptı ve Müslüman olduğunu açıkladı. Bilhassa san'atını sevip alkışlayan basın tarafından soru yağmuruna tutuldu. Şimdiki Müslümanların zaafları, geri kalmışlıkları hatırlatıldı. Fakat o sarsılmayan bir imanla hepsini cevapladı ve asıl vahşetin ve geriliğin Batı'da olduğunu açıklamaya çalıştı.

M. Bejart'ın ve diğer san'atçıların, bilhassa müzisyenlerin Müslüman oluşlarında şüphesiz ki, Kur'an'ın musikisi, ritmi ve ahengi büyük rol oynamaktadır. Emsalsizliğini ve dolayısıyla da Allah'ın kitabı olduğunu hemen tasdik ettirmektedir Kur'an bu san'atçılara...

Bu gerçeğin ifadesini bir îngiliz alimi olan A.J. Arberry şöyle ifade ediyor:

"Kur'an'ı her ne zaman makamla okunurken işitsem, bana müzik dinliyormuşum gibi gelir. Bu sürekli melodinin altında sanki bir davulun ısrarlı temposunun seslerini işitiyorum. Tıpkı kalbimin vuruşları gibi..."

Kur'an'daki musikinin nasıl bu işi bilenleri heyecanla İslama getirdiğinin bir başka canlı şahidi de, meşhur Profesör M. Hamidullah, şöyle anlatıyor:

"İstanbul'da iken bana Avrupalı bir müzik profesörü geldi:

"Kur'an'ı tetkik ediyorum." dedi. "Kur'an, şiir değildir, ama onda öyle bir musiki vardır ki, insanı hayrete düşürüyor. Şiirde bir kelimenin yerini degiştirsen vezin bozulur, musiki ve ahengin kaybolduğu derhal anlaşılır. Ama nesirden bir harf veya birkaç kelime kaldırsan dahi ahenk bozulmaz. Çünkü ölçü yoktur.

"Kur'an şiir olmamakla birlikte ondan bir harf kaldırsan derhal kendine has musikinin aksadığı görülüyor. Bu, insan sözünde olamaz, insan sözünde böyle istisnasız tam bir ahenk bulunamaz. Bunun için Müslüman oldum. Yoksa ben Arapça bilmem. Kur'an'ın manasım da anlamam.

"Nihayet Kur'an'daki musikinin, Kur'an'ın bir mücizesi olduğuna delalet ettiği için Müslüman olmuştum. Halbuki, "Amene'r-Resülü'de, bir kelimede bu ahenk bozuluyor, musiki kalmıyor. Bir kelimede dahi bu ahengin bozulması onun mücizeliğini kaldırır, îmanım sarsıldı.

"Oku. bakalım nasıl bozuluyor," dedim.

"Okudu. Okudu ama, 'Latüahizna' diye okuyor. 'Vav'ı' med harfi gibi alıp Ta'yı' 'tü' diye uzatıyordu. Ona dedim ki:

"Sen yanlış okuyorsun. Oradaki vav' hemzenin yazılması için konmuştur. Med harfi (uzatma harfi} değildir. Onu nazar-ı itibara alma ve Ta'yı uzatmadan. oku: 'La tüahizna..."

"O halde tamam, musiki mükemmeldir,' dedi ve gitti.

"Geçenlerde bana bir mektup yazmış:

"Teşekkür ederim, imanımı tazeledim' diyor.

îşte gerçek bir san'at ve müzik adamı olan Maurice Bejart da bu bahtiyarlar zincirinin 1981'de eklenmiş yeni bir halkasıdır.




sebil
sebil
ilim ehli

Mesaj Sayısı : 78

http://my.opera.com/myhicran/blog/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz