HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bir Topluluğu İdare Eden

Aşağa gitmek

Bir Topluluğu İdare Eden Empty Bir Topluluğu İdare Eden

Mesaj  rima Salı Tem. 20, 2010 1:56 pm

RİYAZÜS SALİHİN NO: 654
Rasulullah (AS) buyurdu ki:

“Allah bir topluluğu bir kimsenin idaresine verir de o kimse onlara ihanet edip ölürse Allah ona cenneti haram kılar.”

Buhari’de “ onlara sahip çıkıp korumazsa cennetin kokusunu dahi duyamaz”.
Müslim’de “Müslümanların işlerini üstlenipte onlarla çalışıp çabalamayan(yatmadan önce onlar için kafa yormayan) kimse cennete giremez” versiyonları bulunmaktadır hadisin.

Allah insanı halife olarak yaratmayı muradettiği gün (Bakara 30) insana idarecilik misyonu da verilmiş oldu. Halife; yani Allahın emirlerini uygulama sorumluluğu olan, Allah’ın istediği gibi bir yeryüzü inşa etmek için onun adına iş yapabilen insan…Hem sorumluluk hem de yetki.Yetkinin büyüklüğü, sorumluluğun çapının göstergesi. Öyle bir sorumluluk ki insanın belini bükerken aynı zamanda onu şereflendiriyor.
“Doğrusu biz emaneti göklere, yere, dağlara sunmuşuzdur da onlar bunu yüklenmekten çekinmişler ve ondan korkup titremişlerdir. Pek zalim ve çok cahil insan onu yüklenmiştir. (Ahzab 72)”

Emanetin insana değer katması; Allah’ın yüklediği sorumluluğa verilecek cevabın iradi olmasındandır. İrade; Allah’tan talep ederken mesuliyetini göz ardı ettiğimiz, Allahın merhametinin sonucu olarak bozgunculuk yapacağımızı da bilerek bize verdiği külfetli bir nimet. İrade insanı sorumlu kılar. Her insan eylemlerinden mesuldür. Peki insanın sorumluluk alanında kimler vardır? Öncelikle Allah’a, nefsine, ailesine, komşusuna, akrabalarına, müminlere, mazlumlara ve tüm canlılara kadar uzanan bir sorumluluk ağıyla çevrilidir insanoğlu. Ne kadar kaçmak istese de bu geniş ağdan kurtulması mümkün değildir. Devekuşu misali başımızı kuma gömmek, sorumluluklarımızın var olduğu gerçeğini değiştirmez.

“Hepiniz çobansınız ve hepiniz idareniz altındakilerden sorumlusunuz. İnsanlara hükmeden emir bir çobandır ve tebasından sorumludur. Erkek, ev halkı üzerinde bir çobandır ve onlardan sorumludur. Kadın, kocasının evi ve çocukları üzerinde çobandır ve sorumludur. Hizmetçi efendisinin malı üzerinde çobandır ve ondan sorumludur. Haberiniz olsun, hepiniz çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz.” (Buhari-Müslim)

Hz. Peygamber idareci olmayı bizim algıladığımız gibi yalnızca bir şirket, okul, kasaba, ülke yönetmek değil; geniş sorumluluk çemberinin bir halkası olarak değerlendiriyor. Nefsine, en yakınına karşı mesuliyetlerini yerine getiremeyenden daha büyük alanlarda sorumluluk beklemek realiteden uzak düşmektir. Bize, doğru sıralama hususunda ışık tutacak bir ayet-i kerime: “Ey insanlar! Kendinizi ve ehlinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.”(Tahrim 6) Hz. Ömer bu ayet nazil olunca: “Kendimizi koruduk fakat ailemizi nasıl koruyabiliriz? Diye sorunca Rasulullah(as): Allahın size yasakladığı şeylerden onları engellersiniz, Allahın emrettiklerini de onlara emredersiniz” buyurmuştur. İnsanın kendisini korumasının özel güvenlik sistemleri kurmakla olmadığını, babanın ailesini koruma yolunun banka hesabı açmaktan, yığınla servet bırakma endişesinden geçmediğini öğreniyoruz; şimdiye kadar bildiklerimizin aksine. Sahi dünyada gözümüz gibi baktığımız çocuğumuzu ihmalimizden dolayı cehenneme yakıt olmuşken görmeye tahammülümüz olabilir mi? Yoksa “ateş bize sayılı günler dokunur ancak” diyenler gibi azabı kendimizden ve ehlimizden uzak mı görüyoruz? Emanet olarak kendilerine lütfedilen eşleri için Allah indinde mesul olduğunu hatırlayan erkekler var mı aranızda? Sakın, toplumun dayattığı, üzerine kaç beden büyük geldiği belirsiz bir kimlik giydirdiği hanım portresi olmasın hala zihinlerinizde? Allahın size verdiği emanete, öğrenciye mesela, Rabbiyle ilişkisini imar etme yolunda ufacık da olsa bir katkınız oldu mu?

Özne olmaktan çok nesne olmanın kolaylığına alıştığımız, idareciliği kendimiz dışındakilere layık görüp güdülme psikozundan kurtulamadığımız için hadisi algılama güçlüğü çekiyoruz. Yaratılış gayemizden uzak düştüğümüzden, Allahın bir topluluğu idaremize verdiğini görmek istemiyoruz; hadisteki tehdide muhatap olmamak için. Emaneti yüklenirken düşünemediklerimizi; ‘pek zalim ve çok cahil’ olmamız hasebiyle ancak bugün fark edebiliyoruz.

İdareci olarak emanetin hakkını verebilmenin yolu, hadisin varyantlarını da uygulamaktan geçiyor. Onlar için çalışıp çabalamak, yatmadan önce kafa yormak; yani sorumlu olduklarımızı gündemimizde canlı tutabilmek, sıkıntılarını çözme çabası gösterebilmek, cehennemden bir adım daha uzak kalmalarının tasasını taşımak sadakatimizin göstergesi olacaktır. İhanet edişi, onları arkalarından hançerlemek, isteyerek zarar vermek, kötülüklerini arzulamak olarak anlarsak isabet etmiş olmayız. Sahabe için neyin ihanet olduğunu görmek için İslam tarihinin sayfalarına uzanalım:
Kureyzaoğulları Müslümanlarla yaptıkları ahdi bozarlar. Bunun üzerine peygamberimiz ve ashap tarafından 25 gün kuşatılırlar. Yahudiler kendilerine yakın gördükleri Evs kabilesinden, Ebu Lübabe’yi elçi olarak yanlarına isterler. Peygamberimizde ona gitmesini ve onlara nasihat etmesini söyler. Ebu Lübabe nasihat eder fakat, kadınların ve çocukların haline acır. Onlara, durumun vehametini hissettirmek için eliyle boğazını işaret ederek harp olacağını ima eder. Hiçbir şey söylememesine, peygambere ve Müslümanlara olan sevgisine rağmen yaptığını ihanet olarak görür ve kendisini affedilinceye kadar Mescidi Nebevinin direklerine bağlar. Tevbe suresi 102.ayet nazil olup affedilinceye kadar hiçbir şey yiyip içmez. İşte Rasulun dizi dibinde yetişen ashabın ihaneti algılayışı buydu.


İhanet ister dar ister geniş anlamıyla gerçekleşmiş olsun, ölmeden önce hatasını anlayıp telafi edenlerin affedileceğini müjdeliyor peygamberimiz. Yeter ki geç kalmadan tevbe edip sıratı müstakime doğru bir adım atabilelim.

Sorumluluk bilincini kuşananlara ve emanete sadakat gösterenlere müjdeler olsun.

Meral ÖZPÜRÇÜKLÜ
rima
rima
ilim ehli

Mesaj Sayısı : 266

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz