Bakara 105-123/ Kur’an Te’vilu’l Furkan Mustafa İslamoğlu Tefsirinden Notlar Ders-8

[AbdulHay]

2/Bakara 105-123

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

Raina bizi gözet, hey bana baksana, Medine’de argo bir tabir. Yahudiler rainayı çobanımız anlamına gelece şekilde çeviriyorlar. Bizi dinle ki dinleyelim, sen bizi dinle ki bizde seni dinleyelim demek yasaklanıyor. Yahudileşerek kelimelerin manasıyla oynamayın diye uyarılıyorlar.
Bizi gözet anlamındaki unzurna kelimesinin kullanılması isteniyor. Peygambere saygıda kusur etmeyin. Onun hatırasına hürmette kusur etmeyin. Peygamberi aşağılarsanız onun getirdiğini aşağılarsınız. Peygambere karşı laubalilik sizi küfre kadar götürür, bu kapıyı kapatın.
Müşriklerle ehli kitap arasında bir fark yoktur. İkisi de size iyilik gelmesini istemez. Hayr vahidir, Rahmettir.
Bazı ayetlerin nesh edildiğini değil, bunların tedrici olarak ayetlerin geldiğini anlamak gerekir. Kur’anı Kerim aşama aşama tedrici olarak ayetler anlaşılır.
Kâinatta devam ediyor nesh, yeni gelen eskiyi nesh ediyor. Gece gündüzü, kış baharı israiloğulları nesh ediliyor yerine yeni bir ümmet getiriliyor.
Mülk, hâkimiyet Allah’ındır.
Allah’ın mesajına direnecek ve Allah’ın dostuyuz diyeceksiniz ey Yahudileşen İsrailoğulları.
Ey Müslümanlar, Yahudileşenlerin istedikleri gibi isteklerde bulunmayın bu şekilde tavırlarla onlara bezemeyiniz.
Peygamberimiz sizden önce kitap verilen toplumlara adım adım uyacaksınız uyarısını yapıyor.
İman etmeyenler biz olamadık, sizde, biz iman etmedik sizde etmeyin; bana yar olmayan başkasına yar olmasın mantığını güderler. Haset eden Haşa Allah’a hakaret etmiş olur. Çünkü Sen nimetini kime vereceğini bilmiyorsun manasına gelir.
Onları hoş görün Allah’ın emri gelinceye kadar. Nefsinize uyup sizde onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü onlar Allah’a düşmanlık yapıyorlar ve Allah hükmünü verdi. Yahudiler Medine’den kovuldular.
Namaz insanın Allah’la olan münasebetini, Zekât müslümanın toplumla olan ilişkisini belirler.
Allah kendinize iyilik yapmanızı emrediyor. Çünkü Allah rızası için yapılan her şey aslında insanın iyiliğinedir.
Yahudi ve Hıristiyanlar kendilerinden başkası cennete girmeyecektir demektedirler.
Bir zümreye mensup olan cennette girecektir demek yanlıştır. Kurtuluşun ölçüsü yaşantısı ve daha önce yapıp ettikleridir. Ebedi hayattaki ölçü nasıl inandığımız ve ne yaptığımızdır.
Allah’ı görüyormuş gibi ibadet eden geçmişte yaptıklarından üzüntü duymayacak, gelecek içinde kaygı duymayacaktır. Sonuçta yapacağı şeyler Allah’ın istedikleri olduğundan dolayı böyledir.
Hıristiyan ve Yahudilerin tartıştıkları konuları Kur’an açıklıyor.
Her yön Allah’ındır, Allah’a ibadet belli bir yöne hasredilemez. İbadet yalnız bir zamana ve yere has değildir. Dini öğrenmek yalnız bir zümreye has değildir.
Bedi hiç yoktan yaratmak, Halk var olandan yaratmak.
Kün – ol fiili bir emirdir. Sözlü bir emir değildir.
Millet inanç sistemine verilen addır. Küfür Milleti , İslam Milleti denir.

alıntı / Melik Haker