İTİKÂF
İTİKÂF
İtikâf, ramazan ve ramazan dışındaki senenin diğer günlerinde müstehabtır. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şevvâl ayının son on gününde itikâfa girdiği sabittir. Umer (radiyallahu anh) Nebî (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e şöyle demiştir: (Yâ Rasulallâh ! Ben cahiliyye'de Mescid'ul-Harem'de bir gece itikâfa girmeyi adadım deyince, Nebî (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) « adağını yerine getir » der. O da bir gece itikâfa girer.)
İtikâfın en faziletlisi ramazanda olanıdır. Çünkü Nebî (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Allâh Azze ve Celle tarafından vefât ettirilene kadar ramazanın son on günü itikâfa girerdi.
İtikâfın şartları:
Allâh Teâla şöyle buyurur: (Mescidlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin.) [Bakara: 187]
Ancak mescidlerden murâd olunan bütün mescidler değildir. Çünkü bunun tayini sünnette gelmiştir. Rasûl (s.a.s.) şöyle buyurur: (İtikâfa ancak üç mescitte girilir )
Â'işe (radiyallahu anha) şöyle der: (Sünnet olan, itikâfa girenin oruç tutmasıdır.)
İtikâfa girenin yapması câiz olan şeyler:
İtikâfa girenin ihtiyaca binâen çıkması câizdir.
Başını mescidden çıkarabilir. Â'işe (radiyallahu anha) şöyle der: ( Rasûlullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescidde itikâfa girdiği halde ben odamda iken başını sokar ben de (saçlarını) tarardım. Ben hayızlı olurum, benimle onun arasında kapının eşiği olurdu. İtikâfta olduğunda ancak insâni ihtiyaçtan dolayı eve girerdi.)
Kadının kocasıyla veya tek başına itikâfa girmesi câizdir. Â'işe (radiyallahu anh) şöyle buyurur: " Nebî (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Allâh onu vefât ettirene kadar ramazanın son ongünü itikâfa girerdi. Sonra da ardından hanımları itikâfa girdiler."
Şeyh el-Albânî şöyle der: «Bu hadiste kadınların itikâfa girmelerinin cevâzı vardır. Hiç şüphesiz ki, konuyla ilgili bir çok delilden dolayı bu (hüküm), kadınların velilerinin iznine, fitneden ve erkeklerle karışmalarından emin olmaya bağlıdır. Fıkhî kâide şöyle der: "Kötülüğün def edilmesi maslahatın celb edilmesinden önce gelir".»
İtikâfın en faziletlisi ramazanda olanıdır. Çünkü Nebî (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Allâh Azze ve Celle tarafından vefât ettirilene kadar ramazanın son on günü itikâfa girerdi.
İtikâfın şartları:
Allâh Teâla şöyle buyurur: (Mescidlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin.) [Bakara: 187]
Ancak mescidlerden murâd olunan bütün mescidler değildir. Çünkü bunun tayini sünnette gelmiştir. Rasûl (s.a.s.) şöyle buyurur: (İtikâfa ancak üç mescitte girilir )
Â'işe (radiyallahu anha) şöyle der: (Sünnet olan, itikâfa girenin oruç tutmasıdır.)
İtikâfa girenin yapması câiz olan şeyler:
İtikâfa girenin ihtiyaca binâen çıkması câizdir.
Başını mescidden çıkarabilir. Â'işe (radiyallahu anha) şöyle der: ( Rasûlullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescidde itikâfa girdiği halde ben odamda iken başını sokar ben de (saçlarını) tarardım. Ben hayızlı olurum, benimle onun arasında kapının eşiği olurdu. İtikâfta olduğunda ancak insâni ihtiyaçtan dolayı eve girerdi.)
Kadının kocasıyla veya tek başına itikâfa girmesi câizdir. Â'işe (radiyallahu anh) şöyle buyurur: " Nebî (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Allâh onu vefât ettirene kadar ramazanın son ongünü itikâfa girerdi. Sonra da ardından hanımları itikâfa girdiler."
Şeyh el-Albânî şöyle der: «Bu hadiste kadınların itikâfa girmelerinin cevâzı vardır. Hiç şüphesiz ki, konuyla ilgili bir çok delilden dolayı bu (hüküm), kadınların velilerinin iznine, fitneden ve erkeklerle karışmalarından emin olmaya bağlıdır. Fıkhî kâide şöyle der: "Kötülüğün def edilmesi maslahatın celb edilmesinden önce gelir".»
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz