HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ashabı Keyf Ve Ashab-ı Sufun

Aşağa gitmek

Ashabı Keyf Ve Ashab-ı Sufun Empty Ashabı Keyf Ve Ashab-ı Sufun

Mesaj  rima Ptsi Tem. 19, 2010 8:46 pm

Tüm peygamberlerin çağrısı kıyam ile başlar. Tevhid kelimesinin başındaki “La” tüm, zalim,İslam’a göre meşru olmayan otoriteleri red ediştir… Ve yine tüm zamanlarda Peygamberlerin çağrısına “İLLA” diyenler hiçbir zaman zulme ,haksızlığa, tuğyana rıza göstermemişlerdir. Zira Tevhid çağrısında direniş,kıyam mesajı vardır..
Dünyanın en muhteşem kelimesi olan Tevhid kelimesi, içinde hayatı en ince noktalarına kadar barındıran bir kelimedir..
Bu kelimenin içerisinde
La da vardır İlla da
Adalet te vardır zulme baş kaldırı da
Savaşta vardır barış ta…..
Direniş te vardır sabır da…

“Zulme rıza zulümdür” ilkesi gereği,tüm tevhid erleri zulmün karşısında olmuşlardır..İşte bunlardan örneklendirme yaparken Kur’an’ı kerim bize sayıca az olan bir arkadaş topluluğunun müthiş kıyamından,direnişinden bahseder.Ashab-ı Kehf.. Mağara arkadaşları…

Ashabı-Keyfi okuduğumda “Bunlar nasıl birer yiğitlermiş” demiş, gıptamı ifade etmiştim.Sonra filme konu oldular. Semavi dinlerin kaynakları baz alınarak uyarlanmış filmi in bazı bölümlerini zevkle izlemiştim.Sergilenen sahnelerden bir sahne tüm benliğimi derinden etkilemişti.O sahne de Ashab-keyfin lideri rolünü üstlenen Maksimilyanus’un ,o zamanın fravun rolündeki krala kaşı kıyamıydı!... Filmi izlerken bir çok yerinde gayri ihtiyari söylenmiştim “Haydi vur öldür şunu”…Yanındaki yarenlerinin de sabırsızlandığı kıyam için Maksimilyan’ın bekleyişinin, sonuçta kral’ı katletmeden öldürmesiyle sonuçlanınca “İşte bu!” diyerek hikmetli sona olan düşüncemi mırıldanıvermiştim…ALLAH cc Kuran’ı kerimde şöyle buyurmaktadır…

“Talut askerlerle yola çıkınca: "ALLAH sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Kim de ondan tatmazsa işte o bendendir. Yalnız eliyle bir avuç avuçlayan müstesnadır" dedi. İçlerinden az bir kısım dışında hepsi ondan içtiler. O (Talut) ve onunla beraber bulunan iman etmiş kişiler ırmağı geçince, bunlar (emri tutmayıp ırmaktan su içenler): "Bugün bizim Calut'a ve onun askerlerine karşı koyacak gücümüz yok" dediler. Kendilerinin ALLAH'a kavuşacakları kanaatini taşıyanlar ise: "Nice az topluluk vardır ki, ALLAH'ın izniyle, kalabalık topluluğa üstün gelmiştir. ALLAH da sabredenlerle beraberdir" dediler”.(Bakara 249)

Maksimilyanus öyle bir şekilde öldürmüştü ki o çağın farvununu/tağutunu/zalimini,fiziksel öldürse,silah kullansa kahraman olacaktı fravun…

Zaman geçse de zulme sessiz kalmayanlar her devirde var olmuş ve yaşadıkları devrin yüz akları olmuşlardır, olmaya da devam edeceklerdir..Ve işte zaman bu zaman. yaklaşık dört yıldır çoluk çocuk herkesin maruz kaldığı insanlık dışı bir ambargo ve insanlık dışı bir zulüm Yahudiler tarafından sürdürülmekteyken, yüreklerini ellerinde taşıyan ashabı sufun buna sessiz kalmamış ve yola koyulmuştu…Akdeniz’de, tüm insanlığın vicdanını/ sevincini/umudunu/hasretini taşıyarak yol alıyordu.

Onlar Akdeniz de yol alıyorlardı gemide olamayanlar da gönül denizlerinin açıklarında..

Onlar yelken olmuş kanatlanmışlardı Akdeniz sularına, geride kalanlar da umutlarını yelken yapmış,çekmişlerdi gönül deryalarının gönlerine…

Onlar Mavi Marmara ‘ya dikmişlerdi sesleri oldukları ülkelerin bayraklarını,geride kalanlar da gönül denizlerinin burçlarına çekiyordu dua yüklü umut flamalarını…

Mavi Marmara
Umut olmuştu
Cesaret olmuştu

Sevinç olmuştu tüm ehli vicdana..Yıllardır asli görevlerini icra eden Yahudiler ellerinde katledecek peygamber kalmayınca ,peygamberler diyarının sakinlerine musallat olmuşlardı hanidir!...

Gazze ye saldırmışlardı;

Yeter artık demiş,bakınmıştık etrafımıza “Maksimilyan nerdesin!?” dercesine…
Küçük MUHAMMED’i vurdular babasının dizlerinde!
Haydi dedik daha nereye kadar,ne zaman!?.

Mavi emzikli Bebekler yaktılar yüreklerimizi
Deniz kenarında çığlık çığlığa körpe bir kız feryat ederken
“Bu ümmet neden susturmuyor şu İsrail’i” diye hayıflanıp durduk..

Tekerlekli sandalyeden bir feryat yükselmiş,bir şikayet dilekçesi ulaşmıştı ALLAH’ın katına,tekerlekli sandalyesiz özürlü insanları konu alarak.. eyvah demiştik bittiğimiz gün bu gündür. Şikayet edilmiştik ALLAH’a!.Ve bir kız çocuğu

“arun aleykum” “size yazıklar olsun,ayıplar olsun utanmıyor musunuz” diye tüm utancımızı yüzümüze vurunca isyanımızın patlama noktası olmuştu.Sadece evimizin duvarlarına çarpıp dönen “Heyy ümmet duydunuz mu” haykırışlarımız ve çaresiz utançla duaya kalkan ellerimiz,çözüm arayan gözlerimiz ve derken

Bilemedik içimizden bir Maksimilyanusun gününü beklediğini. Bilemedik israil’i, silahsız öldürecek yiğitlerin hazırlıkta olduklarını…
Ve işte o gün
Zamana ve tarihe not düşüldü;
Tarih: 31 Mayıs. 2010.
Saat:. Sabah namazı. Gün aydınlanırken karanlıkları yara yara!..
Durum raporu : İsrail bitmiştir..

İçimizdeki Maksimilyan’ın beklediği gün gelmişti.. İsrailin vahşetini tüm dünyanın gözleri önüne canlı canlı sergiledi. Ve İsrail’i,Canlı canlı bitirdi Maksimilyan ve yarenleri!...

Silah kullanmadan,ateş etmeden!. Bir tarih yine yazdı zamanı Maksimilyanı!. Ve elbette yarenleri ile birlikte tarihe çok önemli bir not düştü; İSRAİL BİTMİŞTİR!...

Sen bittin be İsrail.. Bak, savunmak için sığındığın kelimelerin bile seni saklayamıyor artık…

Sen bittin,sonunun başlangıcını kendi ellerinle hazırladın…Senin için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Maksimilyanusun açtığı çığır ile, bütün hanımlar çocuklarını Kudüs için doğuracak ve ümmet bilinci ninnisiyle büyütüp, şahadete hazırlayacaklar…Bak göreceksin bu çığır ile artık yer yüzü gülistana dönecek biiznillah…
Biz ise buradan Zamanın Maksimilyanına Dualarımızla teşekkür ediyoruz..
Kıyamın Mübarek olsun Bülent abimiz…Yardıma uzanan o temiz ellerini,israilin leş kanına bulamadan onları öldürdüğün(bitirdiğin) için sizi tebrik etmeye kelime ve cümlelerimin gücü yetmiyor…
ALLAH cc şahitliğini kabul etsin Bülent abimiz!.

Biz, size şahit olduk,asır size şahit oldu,zaman size şahit oldu,mavi Marmara size şahit oldu. Dileğimiz odur ki; Bundan böyle de Şahitliğinizi sürdüresiniz ve Sonunda Şehitlerden olasınız..

Teşekkürler ashabı sufun!... Ayrıcalıklı bir ashab olmak elbette insanlık adına bulunmaz bir şeref madalyasıdır..
Zira ayrıcalıklı ashab (arkadaş) olmak ALLAH tarfından hep övgüye mazhar olmuştur1.

Hicret yolunda ve sevr durağında Mağara arkadaşı gibi!
Kıyam yolunda ashabı kehf gibi
Ve sefer yolunda ashabı sufun gibi..
Mübarek olsun!..

Maksimilyanusa ve O’nun yolunu sürdürenlere bin selam ile…

Sabiha Ateş ALPAT
rima
rima
ilim ehli

Mesaj Sayısı : 266

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz