HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TEVBE EDENLERİN İNİLTİSİ-1(Alevi bir ateistin iman etmesi)

Aşağa gitmek

TEVBE EDENLERİN İNİLTİSİ-1(Alevi bir ateistin iman etmesi) Empty TEVBE EDENLERİN İNİLTİSİ-1(Alevi bir ateistin iman etmesi)

Mesaj  dareyn Çarş. Ağus. 04, 2010 11:04 pm

Büromda çalışma yapıyorum,
içerisi 25 derece var yok
ama dışarısı ateş gibi,
kavurucu bir sıcaklık her yeri kasıp kavuruyor, sıcaktan insanlar müthiş etkileniyor.

Antep'de üzümlerin, fıstıkların, kavunların olgunlaşma zamanı,
ne zamandır köyüme gidip hava alamadığımdan yakınıyorum,

şimdi ne güzeldir pınarın suyu,
erik ağacının altı,
kıpkırmızı nar ağaçları,
ayın şavkı,
hele o köpeklerin uluması yok mu vurulurum seslerine,
şırıl şırıl akan derenin güzelliği,
arıkların bahçeye dökülen sesleri hayranım vallahi,

bir de kitaplarım yanımda oldu mu dünya benim olur o anda,
hele bir sabah namazına kalkarken üşüye üşüye kalkmak yok mu,
tertemiz havasını solumak,
tadına ermek yok mu dünya da başka bir güzellik bilmem.

Ben en çok yaşlı kadınların köyde erken kalkıp bazlama yapmasını,
tereyağı çıkartmasını,
yarnık yağmalarını severim.

(Köye çocukken tatillerde giderdim,
çok severdim, ağaçları, dereleri, vadileri, koyunları, buzağıları.
amcam beni küçükken çoban ederdi,
koyun yayardım,
şu bir gerçek ki; köy havası tefekkürümü ve ruhumu etkilemiştir)

Çocukken köyde öldürmediğim civciv kalmadı,
kovalamadığım koyun ve keçi,
bahçesine girmediğim bahçe,
narlarını koparmadığım bir ağaç,
tarhanasını aşırmadığım bir köylü,
dövmediğim,
kavga etmediğim çocuk yoktu.(Allah'ım affet beni)

çocukluk işte, yaramazlık.....

Yaşlılar benim geldiğimi duyunca,
hemen amcama şikayete gelirlerdi,
gene mi geldi bu döl derlerdi.

Amcamdan korkardım,
ama yine bildiğimi yapardım,
amcam asla dövmezdi, sadece sinirlenirdi,
çünkü dedem beni çok severdi, O da dedemden çekinirdi.

Ah be dedem, ne güzeldin,
söğüt ağacının altından sana doğru koşarken,
çooook uzaktan "dede" derdim,
bana ismimle seslenirdin,
ne güzel bağırırdın uzaktan,
hemen ata bindiririrdin, dolandırırdın.
Atı sevdiğimi binmek için can attığımı çok iyi bilirdin. Allah sana rahmet etsin.

şimdi Rabbim büyük lütfunu yaz meyvelerine indirecek,
tertemiz ve lezzetli meyvelerle insanlara rahmet sofrasını açacak, köyüm ne güzel bir havaya bürünecek diye düşünüyordum.

Ben bunları düşünüp, huzur içinde başım yerde klavyeye yüklenerek yazı yazarken,
büromun kapısı açıldı kafamı kaldırdım,
40-45 yaşlarında, esmer, hafif eğik belli bir insan içeri girdi.

Selam verdi,
ses tonu dolgundu, hemen selamını aldım,
bana süleyman adında bir dostun selamını getirdi,
türkçesi çok güzeldi, nazik konuşuyordu.

buyurun oturun dedim, oturduk.
Hal hatır sorduktan sonra, sohbetimiz koyulaştı,
içeçek bir şeyler ikram ettim, sohbet devam ederken tanıştık.

Ben onu dinlemeyi yeğledim,
o konuşuyor bense dinliyordum.

Bir ara ben Aleviyim dedi,
ben de hiç önemli değil, inşallah Rabbim bizi tanıştırdı ya önemli olan bu dedim.

Neden acaba aleviyim dedi diye düşünmeye başladım.
Derken, sohbet kıvamında seyrederken,
Kurbanım ALLAH'a tabirine geldi,
birden aklım yettiği günden beri ateistim, dinsizdim, içkiciydim, küfürbazdım,
Hayatımda muharramat adına hepsini tattım
(bu arada tevbe ediyor, Allah beni affetsin diyor...)
ne zaman bir trafik kazası geçirdim,
hayatım değişti dedi.

İşte benim en çok sevdiğim, merak ettiğim bir konu ve an dedim,
balıklama hemen daldım,
nasıl oldu?
ne oldu ?
nerede kaza ettiniz?
nasıl kurtuldunuz?

sorularınım sağanak yağmur gibi peşi sıra geldi.

Kardeşim devam etti,
KURBANIM ALLAH'A beni o kurtardı dedi,
boynunu büktü, gözleri doldu,
yüzüne baktım nedametin çehresi okunuyordu,
gözleri imanla doluydu,
ağlarken gözyaşları adete günahkar günlerine inad başkaldırıyordu,
tatlı bir sesle konuşuyordu, biraz duraksıyordu,
gözyaşını parmaklarıyla siliyordu,
elinde mendil yoktu,
hemen kalktım bir adet peçete verdim,
gözyaşına yardım ettim,
mendili aldı gözünden akan iman yaşlarını sildi,

İçimden "ne kadar da güzel ağlıyor,
ne güzel bir gözyaşı döküyor,
Allah'a dönmekle ne kadar güzel bir ruh taşıyor" dedim.

Hem gözyaşını siliyor, hem ağlıyor ve sürekli şöyle diyordu: KURBANIM ALLAH'A.....

Ona dedim ki sen ne kadar çok KURBANIM ALLAH'a diyorsun, dedim, peki söyler misin
neden böyle diyorsun? baktım yine ağlamaya başladı.

Nihayet biraz kendine geldi, konuştu dinleyelim.

Ben durumu yerinde olan zengin, mağaza çalıştıran biriydim,
her gece başpınar'a(antep'in güzel bir yeri) içki içmeye giderdim,
işim iyiydi,
işçilerim vardı,
Allah'ı tanımazdım (bu arada ağıtları şiddetleniyor)
gözyaşlarım yavaş yavaş hazırlık yapıyordu ağlamaya

Kendimi hala tutuyordum.
Bir gün hesaplarımı toplamak için saat ikindi vakti 5 sularında,
arabama binmek üzere mağazamdan çıktım,
küçük bir oğlum var bana "baba kaza edersin, baba çıkma, baba gel gitme" dedi,
bende güldüm bir şey olmaz dedim,
arabama bindim, yola çıktım,
bir süre gittim,
şehrin havalı bir yerinde içkimi içtim, hesaplarımı topladım,
dönmek üzere yeniden yola çıktım.

Yolda ne olduğunu hatırlamadığım br kaza yaptım,
direksiyon göğsüme saplandı,
araba iki büklüm oldu,
yüzümün-burnumun-kulağımın şekli bu şekle geldi(eliyle azalarını tek tek gösteriyor)
ben kaza eder etmez şuurumu kaybetmişim,

57 gün boyunca komada kalmışım,
çocuklarım ve sevdiklerim 57 gün boyunca hastene önünde beni beklemişler,
bu arada KURBANIM ALLAH'A beni 57 gün sonra uyandırdı, gözümü açtım doktorları gördüm,
hastene de olduğumu anladım,

hemen ağladım, ağladım, ağladım, elem ve korkudan ağladım,
eşim ve çocuklarım bana uzaktan bakıyordu( bu arada ben gözyaşımı artık tutamadım bende ağladım) hemen aklıma ALLAH GELDİ, ben ateisttim, dinsizdim, hemen ALLAH'IM SANA KURBAN OLAYIM dedim,

Hocam, ben Allah'a ATEİST olarak ulaşsaydım ne yapardım?
Ben Allah'ın huzuruna kafir olarak çıksaydım nasıl kurtulacaktım?
Beni kurtaran ALLAH'A KURBAN olayım.

Ben onu dinliyor ağlıyorum,
tevbesinden adeta uçacak gibi oluyordum,
aman Allah'ım ne güzel bir duygu !

Tevbe etmek ne güzel, Küfürden, şirkten, bidatten, muharramattan....

Ey Günahkar kardeşim gel tevbe et,
sende katıl tevbe edenlerin kafilesine,
gel tevbe et,
gel seni Rabbinden alıkoyan yollardan uzak dur.....

Ateist biri tevbe ediyor,
Rabbine dönüyor,
kulluk etmek için soru soruyordu!

Çok sevinçliydim, boynumu büktüm,
Allah'ın azametini ve kıyamet gününü düşündüm,
af dilendim, evet dilendim, dilendim, dilendim, dilendim, dilendim, evet dilendim,

dileneceksin, evet dileneceksin sen acizsin,
sen ona muhtaçsın, boynunu bükecek DİLENECEKSİN,
ŞİDDETLİ BİR DİLENMEYLE DİLENECEKSİN, DİLENMEYENLER KAYBEDER, affet ya rabbi affet, tevbelerimizi kabul et....

Allah'a şükrettim,
yeniden doğmuş gibi oldum dedi.

Komada iken neler gördün, ne hatırlıyorsun? dedim, şöyle devam etti:
"İki varlık geliyordu, beyaz elbise içindelerdi,
beni masmavi bir deniz üzerinde gezdiriyorlardı,
konuşuyorlardı,
beni yeniden geri getiriyorlar yatırıyorlardı
(bu arada ikimiz ağlıyoruz)
aman ALLAH'IM !
Allah'ım azimsin, Allah'ım kadirsin. Allah'ım hakimsin, her şeyi görensin.

-BEN YENİDEN DOĞDUM HOCAM,
-KURBANIM ALLAH'A,
-ben tevbe ettim,
-Allah affeder mi?
-Ben tevbe ettim?
-Ben İslam'ı sevmeye başladım,
-Kuran okuyorum, Allah beni affeder mi?

-Ben "Ya kardeşim inşallah affeder, affeder, Allah hatasından döneni affeder,
Rabbimin vaadi var, senin şu kelimen ve ifaden seni affeder inşallah" dedim.

Beyaz iki varlık bana sürekli geliyordu,
masmavi deniz üzerinde gezdiriyorlardı,
ben konuşamıyordum,
dilim bağlıydı, şuurum yerindeydi.

HOCAM Allah beni yeniden hayata gönderdi, gözleri ışıl ışıldı,
bana nasıl kulluk edeyim dedi?

-Bakınız kuranı, sünneti delil alacaksınız,
insanlara, hocalara,
efendilere, şeyhlere kuran ve sünnetten delil getirmedikleri müddetçe aldırmayacaksınız dedim.

Sonra ona Zümer 56 ayetini okudum tefsir ettim,
hadis okudum, başını sallıyordu,
doğruluyordu, gafletini atmış beni tasdik ediyordu.

Kurandan ayetle,
Peygamberden hadisle, konuşacaksın dedim.
İşte dedi benim sevdiğim ve doğruladığım budur dedi,
Kalktı bana teşekkür etti,
bu arada gözyaşını sildi,
ona tevhid içerikli bir kaç kitap hediye ettim, bana sarıldı ayrıldı.

Ya Rabbi ben de sana KURBAN OLAYIM, KURBAN OLAYIIIIIIIIIIIIIM

Ya Rabbi köprülerin kurulduğu,
defterlerin açıldığı,
hesapların tek tek görüldüğü günde affet,
ya rabbi zalimlerin azgınların mücrimlerin cehenneme atıldığı günde affet,
Ya Rabbi mahşere doğru yürürken,
terlerimizi dökerken,
korkudan ağlarken,
azametinden titrerken,
dilimizin tutulduğu gözlerimizin umutla beklediği o günde affet,
affını dilerken nefsimiz nefsimiz derken affet bizi.

İşte dileniyorum,
dileniyorum,
affını dileniyorum,
kardeşlerimle dileniyorum,
bu satırı okuyan kardeşimin dili oluyor VE ancak senden dileniyoruz,
AFFINI İSTEYEN DİLENCİYE rahmet et.

affet bizi,
sana kulluk ettir,
rızanı kazanacak söz ve amele sevket, affet.

İşte tevbe eden kimsenin ağıtları, gözyaşı, iniltisi bu idi. Kurban olayım Allah'ım sana..........
KURBAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAN
OLAYIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIM.
ubeydullah arslan
dareyn
dareyn
ilim ehli

Mesaj Sayısı : 482
Yaş : 49
Nerden : Dünya

http://my.opera.com/muhacir/blog/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz