Âdetli ve Loğusalı Kadının Oruç Tutmasının ve Kaza Orucunun Hükmü
3 posters
HİCRET :: İlim :: Fıkıh / Akaid
1 sayfadaki 1 sayfası
Âdetli ve Loğusalı Kadının Oruç Tutmasının ve Kaza Orucunun Hükmü
Allâme İmâm Abdulazîz b. Bâz rahimehullah’a soruldu:
Soru: Âdet ve loğusalık halindeki bir kadının oruç tutmasının hükmü nedir? Kadınlar kazâyı diğer Ramazana kadar erteledikleri zaman ne yapmaları gerekir?
Cevap: Âdetli ve loğusa kadının âdet ve loğusalık zamanında oruç tutmaması gerekir. Âdet ve loğusalık hallerinde oruç tutmaları ve namaz kılmaları câiz değildir. Tutsalar ve kılsalar bile sahîh olmaz, namazı değil de orucu kazâ etmeleri gerekir. Çünkü Âişe radıyallâhu anhâ’ya, âdetli (hayızlı) kadın orucu ve namazı kazâ eder mi diye sorulduğunda şöyle demiştir: “Bize, orucu kazâ etmek emrolunur, namazı kazâ etmek emrolunmazdı.” Hadîs, muttefekun aleyh’tir.
Âlimler rahimehumullah, Âişe’nin söylediği gibi, hayızlı ve loğusa kadınlar hakkında orucun kazâsının vâcibliğinde ve namazın kazâsının olmadığında icma ettiler. Bu, Allah’ın onlara bir rahmeti ve kolaylığıdır. Çünkü namaz her gün beş defa tekrar eden bir ibâdettir. Onun kazasında onlar için bir güçlük vardır. Oruç ise senede bir defa farzdır, o da Ramazan orucudur. Onu kaza etmelerinde bir zorluk yoktur.
Orucun kazasını meşru bir mâzereti olmaksızın ertesi Ramazandan sonraya erteleyen kimsenin, orucu kazâ etmesi, her gün için bir yoksulu doyurması ve bu yaptığından dolayı Allah’a tevbe etmesi gerekir.
Hasta ve yolcu için de durum böyledir. Onlar da meşru bir mâzeretleri olmaksızın kazâ oruçlarını bir sonraki Ramazanın sonuna erteledikleri zaman, kazâ etmeleri, tevbe etmeleri ve her gün için bir fakiri doyurmaları gerekir.
Hastalık ve yolculuk diğer Ramazana kadar devam ettiği zaman, hastalıktan kurtulduktan ve yolculuktan döndükten sonra sadece kazâ etmeleri yeterlidir. Fidye vermelerine gerek yoktur.
[Tuhfetu’l-İhvân, s: 172-173]
www.tevhidvesunnet.com
Tevhid ve Sünnet İlimlerini Yayma Derneği
Soru: Âdet ve loğusalık halindeki bir kadının oruç tutmasının hükmü nedir? Kadınlar kazâyı diğer Ramazana kadar erteledikleri zaman ne yapmaları gerekir?
Cevap: Âdetli ve loğusa kadının âdet ve loğusalık zamanında oruç tutmaması gerekir. Âdet ve loğusalık hallerinde oruç tutmaları ve namaz kılmaları câiz değildir. Tutsalar ve kılsalar bile sahîh olmaz, namazı değil de orucu kazâ etmeleri gerekir. Çünkü Âişe radıyallâhu anhâ’ya, âdetli (hayızlı) kadın orucu ve namazı kazâ eder mi diye sorulduğunda şöyle demiştir: “Bize, orucu kazâ etmek emrolunur, namazı kazâ etmek emrolunmazdı.” Hadîs, muttefekun aleyh’tir.
Âlimler rahimehumullah, Âişe’nin söylediği gibi, hayızlı ve loğusa kadınlar hakkında orucun kazâsının vâcibliğinde ve namazın kazâsının olmadığında icma ettiler. Bu, Allah’ın onlara bir rahmeti ve kolaylığıdır. Çünkü namaz her gün beş defa tekrar eden bir ibâdettir. Onun kazasında onlar için bir güçlük vardır. Oruç ise senede bir defa farzdır, o da Ramazan orucudur. Onu kaza etmelerinde bir zorluk yoktur.
Orucun kazasını meşru bir mâzereti olmaksızın ertesi Ramazandan sonraya erteleyen kimsenin, orucu kazâ etmesi, her gün için bir yoksulu doyurması ve bu yaptığından dolayı Allah’a tevbe etmesi gerekir.
Hasta ve yolcu için de durum böyledir. Onlar da meşru bir mâzeretleri olmaksızın kazâ oruçlarını bir sonraki Ramazanın sonuna erteledikleri zaman, kazâ etmeleri, tevbe etmeleri ve her gün için bir fakiri doyurmaları gerekir.
Hastalık ve yolculuk diğer Ramazana kadar devam ettiği zaman, hastalıktan kurtulduktan ve yolculuktan döndükten sonra sadece kazâ etmeleri yeterlidir. Fidye vermelerine gerek yoktur.
[Tuhfetu’l-İhvân, s: 172-173]
www.tevhidvesunnet.com
Tevhid ve Sünnet İlimlerini Yayma Derneği
AbdulHay- ilim ehli
- Mesaj Sayısı : 26
Geri: Âdetli ve Loğusalı Kadının Oruç Tutmasının ve Kaza Orucunun Hükmü
Bu konuyla ilgili rivayetleri toplu olarak eklesek güzel olur gibi.Malum Ramazan ayı geliyor ,bu konuda yine konuşmalar başlayacaktır
Geri: Âdetli ve Loğusalı Kadının Oruç Tutmasının ve Kaza Orucunun Hükmü
Bize Abd bin Humeyd de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ab-dürrezzak haber verdi. (Dedi ki) : Bize Ma'mer, Asım'dan, o da Muâze'den naklen haber verdi demişki: Aişe'ye sordum, neden hayzlı kadın oru cu kaza ediyorda, namazı kaza etmiyor» dedim. Aişe :
«Sen Harûriyemisin(haricimisin)? dedi.
«Haruriye değilim ama soruyorum işte.» Dedim Aişe:
«(Vaktiyle) Bu iş bizim başımıza gelirdi de orucu kaza etmekle emrolunur; namazın kazası ile me'mur olmazdık» cevabını verdi.
(Buhari, Hayz, 21; Müslim, Hayz, 67; Ebu Davut, Taharet, 105; Tirmizi, Taharet, 97, Savm, 68; Nesai, Hayz, 17, Savm 64; İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, Hayız-İstihaze-Nifas/4.)
Hz. Aişeden (r. anha) Fatma b. Ebû Hubeyş, Hz. Peygamber (s.a.s) e geldi ve dedi ki: Ben istihâze (âdet fazlası kan, özür/hastalık kanı) gördüm. Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurdu: Âdet günlerinde namazı bırak, sonra gusül al ve her namaz vaktinde abdest al (ve namazını kıl), isterse kan hasıra damlasın.?
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, Hayız-İstihaze-Nifas/37
Muaz (r.a.) şöyle demektedir: Ben Hz. Aişe (r.a.)'ye hayızlı bir kadının sadece orucu kaza edip, namazı etmediğinin sebebini sordum. O şöyle cevap verdi: Biz Rasûlullah ile beraber bulunduğumuzda, hayızlı iken sadece orucu kaza etmemizi söyler, namaz hakkında herhangi bir emirde bulunmazdı.
(Buhâri,Savm,14;Müslim,Sıyam,21.)
Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Üzerimde Ramazan orucu bulunurdu da ben onları ancak Şaban ayında kaza edebilirdim. Bu, Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın mevkii sebebiyle idi."
(Buhari, Savm 40; Müslim, sıyam 151, (1146); Muvatta, Sıyam 54, (1, 308); Ebu Davud, Savm 40, (2399); Tirmizi, Savm 66, (783); Nesai, Savm 64, (4, 191).)
Hamne binti Cahş, Hz. Peygamber (s.a.s) e, kendisinden çok fazla kan geldiğini ve bu durumun kendisini namaz ve oruçtan alıkoyduğunu söyleyince Resûlullah ona:
Allah ın bilgisine uygun olarak (her ay) altı ya da yedi gün hayız kabul et, sonra da temizlendiğine (âdet gününün bittiğine) kanaatin geldiğinde gusül al ve (ayda) yirmi üç ya da yirmi dört gece-gündüz namazı kıl, orucu tut! buyurmuşlardır.
(Tirmizi, K. Tahare, B. 95, H. No: 128.)
Ebû Said el-Hudri (r.a) dan:Bir Ramazan veya Kurban Bayramıydı. Resul-i Ekrem Efendimiz bayram namazlarını kıldığımız namazgaha geldi. Bir tarafta kadınlar da bulunuyordu. Onların yanından geçti ve şu hitapta bulundu:
"Ey kadınlar, sadaka veriniz istiğfarı çok yapınız. Çünkü bana cehennemlikler gösterildi, çoğu sizler idiniz."
Bunun üzerine o kadınlar: "Ya Resulallah, bizler ne yaptık da cehennemliklerin çoğu bizden olmuş" diye sordular.
Resulullah (a.s.m.) şöyle cevap verdi: "Çünkü sizler ötekine berikine çokça lanet eder, kocalarınıza karşı nankörlükte bulunursunuz. Ne gariptir ki, kendine hakim akıllı ve dinine bağlı bir kimsenin aklını, sizin kadar eksik dinli hiçbir kimsenin çelebildiğini görmedim."
Kadınlar tekrar sordular: "Aklımızın ve dinimizin noksanlığı nedir, Ya Resulullah?"
Resulullah (a.s.m.) "Kadının şahitliği erkeğin şahitliğinin yarısı değil midir?" diye sordu.
Kadınlar "Evet" cevabını verdiler. Resul-i Ekrem Efendimiz izah etti ve tekrar sordu:
"İşte bu aklın eksikliğinden hayız gördüğü zaman [günlerce bekler namaz kılmaz, Ramazan`da bir müddet oruç tutmaz değil mi?"
Kadınlar, "Evet" dediler.
(Hadis için bk. Buhârî, Hayz 6, Zekat 44, İman 21, Küsûf 9, Nikah 88; Müslim, Küsûf 17, (907), İman 132, (79); Nesâî, Küsuf 17, (3, 147); Muvatta, Küsuf 2, (1, 187)
«Sen Harûriyemisin(haricimisin)? dedi.
«Haruriye değilim ama soruyorum işte.» Dedim Aişe:
«(Vaktiyle) Bu iş bizim başımıza gelirdi de orucu kaza etmekle emrolunur; namazın kazası ile me'mur olmazdık» cevabını verdi.
(Buhari, Hayz, 21; Müslim, Hayz, 67; Ebu Davut, Taharet, 105; Tirmizi, Taharet, 97, Savm, 68; Nesai, Hayz, 17, Savm 64; İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, Hayız-İstihaze-Nifas/4.)
Hz. Aişeden (r. anha) Fatma b. Ebû Hubeyş, Hz. Peygamber (s.a.s) e geldi ve dedi ki: Ben istihâze (âdet fazlası kan, özür/hastalık kanı) gördüm. Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurdu: Âdet günlerinde namazı bırak, sonra gusül al ve her namaz vaktinde abdest al (ve namazını kıl), isterse kan hasıra damlasın.?
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, Hayız-İstihaze-Nifas/37
Muaz (r.a.) şöyle demektedir: Ben Hz. Aişe (r.a.)'ye hayızlı bir kadının sadece orucu kaza edip, namazı etmediğinin sebebini sordum. O şöyle cevap verdi: Biz Rasûlullah ile beraber bulunduğumuzda, hayızlı iken sadece orucu kaza etmemizi söyler, namaz hakkında herhangi bir emirde bulunmazdı.
(Buhâri,Savm,14;Müslim,Sıyam,21.)
Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Üzerimde Ramazan orucu bulunurdu da ben onları ancak Şaban ayında kaza edebilirdim. Bu, Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın mevkii sebebiyle idi."
(Buhari, Savm 40; Müslim, sıyam 151, (1146); Muvatta, Sıyam 54, (1, 308); Ebu Davud, Savm 40, (2399); Tirmizi, Savm 66, (783); Nesai, Savm 64, (4, 191).)
Hamne binti Cahş, Hz. Peygamber (s.a.s) e, kendisinden çok fazla kan geldiğini ve bu durumun kendisini namaz ve oruçtan alıkoyduğunu söyleyince Resûlullah ona:
Allah ın bilgisine uygun olarak (her ay) altı ya da yedi gün hayız kabul et, sonra da temizlendiğine (âdet gününün bittiğine) kanaatin geldiğinde gusül al ve (ayda) yirmi üç ya da yirmi dört gece-gündüz namazı kıl, orucu tut! buyurmuşlardır.
(Tirmizi, K. Tahare, B. 95, H. No: 128.)
Ebû Said el-Hudri (r.a) dan:Bir Ramazan veya Kurban Bayramıydı. Resul-i Ekrem Efendimiz bayram namazlarını kıldığımız namazgaha geldi. Bir tarafta kadınlar da bulunuyordu. Onların yanından geçti ve şu hitapta bulundu:
"Ey kadınlar, sadaka veriniz istiğfarı çok yapınız. Çünkü bana cehennemlikler gösterildi, çoğu sizler idiniz."
Bunun üzerine o kadınlar: "Ya Resulallah, bizler ne yaptık da cehennemliklerin çoğu bizden olmuş" diye sordular.
Resulullah (a.s.m.) şöyle cevap verdi: "Çünkü sizler ötekine berikine çokça lanet eder, kocalarınıza karşı nankörlükte bulunursunuz. Ne gariptir ki, kendine hakim akıllı ve dinine bağlı bir kimsenin aklını, sizin kadar eksik dinli hiçbir kimsenin çelebildiğini görmedim."
Kadınlar tekrar sordular: "Aklımızın ve dinimizin noksanlığı nedir, Ya Resulullah?"
Resulullah (a.s.m.) "Kadının şahitliği erkeğin şahitliğinin yarısı değil midir?" diye sordu.
Kadınlar "Evet" cevabını verdiler. Resul-i Ekrem Efendimiz izah etti ve tekrar sordu:
"İşte bu aklın eksikliğinden hayız gördüğü zaman [günlerce bekler namaz kılmaz, Ramazan`da bir müddet oruç tutmaz değil mi?"
Kadınlar, "Evet" dediler.
(Hadis için bk. Buhârî, Hayz 6, Zekat 44, İman 21, Küsûf 9, Nikah 88; Müslim, Küsûf 17, (907), İman 132, (79); Nesâî, Küsuf 17, (3, 147); Muvatta, Küsuf 2, (1, 187)
rima- ilim ehli
- Mesaj Sayısı : 266
Similar topics
» Adetli kadın oruç tutabilir mi?
» Sabah Ezânını İşittiği Hâlde Yemeye İçmeye Devam Eden Kişinin Orucunun Hükmü
» Kaza Etmek,İçimizdeki Horoz
» Ölü için merhum lafzının hükmü
» MEVLİD-İ NEBEVÎ'Yİ KUTLAMANIN HÜKMÜ
» Sabah Ezânını İşittiği Hâlde Yemeye İçmeye Devam Eden Kişinin Orucunun Hükmü
» Kaza Etmek,İçimizdeki Horoz
» Ölü için merhum lafzının hükmü
» MEVLİD-İ NEBEVÎ'Yİ KUTLAMANIN HÜKMÜ
HİCRET :: İlim :: Fıkıh / Akaid
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz