HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Uhud Savaşı Hakkında Müslümanların Söyledikleri Şiirlerden Bazıları

Aşağa gitmek

Uhud Savaşı Hakkında Müslümanların Söyledikleri Şiirlerden Bazıları    Empty Uhud Savaşı Hakkında Müslümanların Söyledikleri Şiirlerden Bazıları

Mesaj  erkam Paz Şub. 20, 2011 4:26 pm

Hassan B. Sâbit'in Şiiri:





Ahmaklığınız yüzünden Kinane'yi cahilce ResûlulLıh 'm
üzerine yürüttünüz,


Allah 'm askerleri onları muhakkak ki her zaman mağlup
edecektir.


Güneşin alnında onları ölüm havuzlarına şevkettiniz,


Cehennem ateşi, varacakları son yer, karşılacaklan
muamele öldürülmedir,


Soyu sopu bulunmayan bedevileri (ehâhiş) topîadımz,


Ey küfrün liderleri! Taşkınlığınız sizi aldattı,


Allah m süvari birliklerinin yaptıklarından ibret
almadınız mı biç?!


Hani o (Bedir'de) öldürüp kuyuya attıklarından,


Nice esiri karşılıksız ve saçlarını kesmeksizin
serbest bırakmıştık,


Onlara gerçekten dostça davranmıştık.



Ka'b B. Mâlik'in Yine Aynı Şahsa Cevaben Söylediği
Şiir:






Dikkat edin! Gassan 'a
bizden bir fırtına mı dokundu,


Topraklara ulaşamadılar, yürüyüşleri titrek idi,


Sahra ve dağların karanlığı uzaktan sanki,


Parça parça olmuş sakin toz-toprak gibi,


Orada güçlü ve süratli develer kusurlu olur,


Bereketli bir bulut orada yıllarca kalır, orayı yem
yeşilyapar,


Orada kusurlu develerin leşleri vardır ki, yağları,


Tüccarların yere serilmiş keten bitkileri gibi koku
saçar,


Uhud Savaşı Hakkında Söylenen Şiirler


Yine orada peş peşe yürüyen zebralar, ceylanlar,


Kabukları yanlan deve kuşu yumurtaları vardır,


Dinimiz için mücadele eden ordumuz,


Tam eğitini almış bir birlikten oluşmaktadır, ki
kılıçlan parlar,


Savunma amaçlı iyi dokunmuş her türlü zırhlan vardır.


Giyildiğinde, suyla dolu kuyu gibi olur,


Bedir'de karşılaştığınız insanlara sorun,


Çünkü gayble ilgili haberler layda verir.


Bizler korku dolu topraklardayız ki,
orada,


Bizim yerimize başkaları olsaydı,


Geceden dağılıp kaçmış olurlardı.


Bizden bir atlı gelirse, sözü "hazırlanın; zira,


Haıh'in oğlu ordular toplayıp sevk ediyor"olur,


Bize kurduğu tuzak, insanları ne kadar rahatsız ederse
etsin,


Biz, ona diğer insanlardan daha çok açığız,


Eğer tüm yeryüzü insanlarının aleyhine planlar
yaptığı,


Bizim dışımızda herhangi bir topluluk olsaydı,


Mutlaka teslim olup boyun eğerlerdi.


Biz ise, insanlardan hiçbir kabile kalmayıp,


Bizden ürküp sakınmcaya dek mücadele ederiz.


Irz
bölgesine yerleştikleri zaman liderlerimiz dediler ki:


Şayet Irz bölgesini savunamazsak, nereye ekin
ekeceğiz?!


Bizim aramızda Allah 'm Resulü vardır, onun
buyruklarına uyarız,


Bize bir söz söylediğinde, derhal yerine getiririz,
tembellik göstermeyiz.


Zira, Rabbi katından ona ruh (Cebrail) inmiştir,


Ruh gökten iner ve yine oraya yükselir.


İstediğimiz konularda onunla istişare ederiz, ama,


O bir istekte bulundu mu, bize itaat etmek ve dinlemek
düşer.


Ordular bize göründüğünde Allah Resulü buyurdu ki:


"Ölüm korkusunu üzerinizden atın ve ümitvar olun,


Katında dirileceği ve ebedi yaşayacağı Melik e yakın
olmak için,


Hayatı satan kimse misali olun,


Fakat kılıçlarınızı yanınıza alın ve Allah'a tevekkül
edin,


Zira bütün işler sonunda ona dönecektir. "


Açıktan yurtlarına doğru hareket edip, kuşluk
vaktinde üzerlerine yürüdük.


Üzerimizde silahlarımız vardı, asla boyun eğmeyiz,


Silah ve mızraklara sahip toplu hir mülreze ile
yürüdük.


Ki, o mülreze ayaklarını hir kere yere vurdu mu, artık
geri adım atmaz.


Deniz dalgası gihi öyle hir ordunun içine daldık ki,
ortası,


Kimisi zırhsız, kimisi miğlerli bedevi askerlerinden
müteşekkildi.


Tam üç Dİn kişi idiler, biz ise üç yüz seçkin erdik,


Çok olsak, dört yüz asker idik.


Karşılıklı vuruğuyordük, aramızda ölüm ırmakları
akıyordu.


Ölüm havuzundan hem onlara içiriyor, hem hız
içiyorduk.


Kayın ağacından yapılma yay bizde ve onlarda iyi iğler
gördü.


Bu, yayın ipleri Yesrih işi olduğundan öyleydi,


Harem ve Saidişi yontulmuş hir ok ki,


imal edildiği zaman üzerine zehir sürülür.


Adamların bedenlerine isabet eder, bazen ise,


Bisar taşının yanlarına düşerek ses yapardı,


Bir atlı birliği ki, sen onları gök yüzünde,


Sanki soğuk bir günde Saha rüzganyla gelen çekirge
sürüleri gihi


ileri geri hareket halinde olduklarını görürsün.


Karşılaşıp ta savaş bizden yana olduğunda, ki,


Allah 'm takdir ettiği bir işi hiçbir şey deledemez,


Onlara sabah vaktinde öyle hir darbe indirdik ki,
elemlilerini çölde


Sanki kökünden kesilip yıkılmış kütükler gihi
bıraktık.


Akşam vaktinde tekrar kendimize geldiğimizde,


Tutuşturduğumuz ateşin alevinin her taralı sardığını
gördük.


Hızla kaçıp gittiler, sanki yağmurunu dökmüş,


Rüzgarın etkisiyle sağa sola hareket eden ince bulut
gibiydiler.


Biz de yürüdük, ama arkamız yavaş ilerliyordu,


Bişe
vadisinde et parçasına üşüşen yaralı aslanlar gibiydik,


Biz onlara, onlar da hize zayiat verdirdi.


Biz hım u çok yaptık, lakat Allah in rahmeti daha
geniştir.


Savaşın sonucu kâh bizden yana, kâh onlardan yana
oldu,


Herkes lelaketten nasibini doyasıya aldı.


Ama hiz, koruması gerekenleri savunmaya çalışan hiç
kimseye,


öldürülmeyi ayıp görmeyen insanlanzdır.


Felaketlere karşı dayamklıyızdır, ölen bir kimse için
aramızda,


Ömür hoyu yaş döken hir göz görmeyiz.


Bizler savaş çocuklarıyızdır; ne dediklerimizi
yapmaktan aciz kalırız,


Ne de harbin getirdiği lelaketlerden dolayı üzülürüz,


Bizler savaş çocuklarıyızdır; gayet galip gelirsek,
haddi aşmayız,


Ama savaşın getireceği felaketlerden de acı duymayız.


Bizler, insanların a.le\nnden sakındığı ateş
parçasıyız.


O ateşe yakın olan ondan uzaklaşır, yoksa ateş onu
yakar.


îhnü 'z-Zaha 'râ'yı bana tercih ettin, halbuki,


Gecenin sonuna doğru size, peşinizden yetişen bir
talep gelmişti.


Maidd'in
ulularına ve başka insanlara kendini sor bakalım!


Bulunduğu mevkiyi kim terk etmiş ve kim daha
kötüymüş?!


Savaş, kimde övünülecek hir iftihar kaynağı
bırakmamış/,


O korkunç günde kimin başı daha eğikmiş!


Allah 'm yardımıyla üzerinize öyle hir hamle yaptık
ki,


Mızrakların uçları kalplerinize işlemişti.


Mızrakları kalbinize sapladık mı, açtığı geniş
yaralar,


Sanki suyu hızla boşalan kırba ağzı gihi olurdu.


Sancaktarlara doğru koştuk, sancak haberini yayan,
daha hızlı idi.


Hıyanet ettiler ve boyun eğdiler, mağlup oldular,


Allah kendi emrini inmzdan başkasını reddetti; zira O,


Dilediğini engelsiz yapandır.


peygamber külliyatı / ocak yayınları
erkam
erkam
Admin

Mesaj Sayısı : 263

https://hicret.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz