HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İSLAM TARİHİNDE İLK BÜYÜK FİTNE

Aşağa gitmek

İSLAM TARİHİNDE  İLK BÜYÜK FİTNE Empty İSLAM TARİHİNDE İLK BÜYÜK FİTNE

Mesaj  muslim Salı Şub. 22, 2011 3:44 pm

Allah Resûlü (sav) sahabeleri ile birlikte Medine'de büyük bir mücadele
verip çevredeki kabileleri İslâm'a davet ederken, krallara gönderdiği
mektupların bereketi ile Yemen'in Sana bölgesi kralı Bazan ve halkının İslâm'ı kabul etmesi ile İslâm Yemen'de büyük bir hızla yayılmaya başladı.

Allah Resûlü (sav), Muaz b. Cebel (ra) gibi büyük sahabeleri
bölgeye göndererek, bölge insanının İslâm'ı öğrenerek, bilinçlenmeleri
için büyük destek verdi. Muaz b. Cebel ve arkadaşlarının da bölgeye
gitmeleri ile mektupla açılan surdaki mukaddes delik, büyük bir hızla
genişledi.

Bundan sonra İslâm, bölgede hızla yayılmaya başladı. Ancak İslâm'ın
hızla yayılması, bir anda neye uğradığını şaşıran kahpe rüzgarları
harekete geçirdi. Özellikle bölgenin yerli halkından olan Ans Oğulları ve Allah Resûlü (sav) ile tartışan Hıristiyan Araplardan olan Necranlılar,
bu durumdan oldukça rahatsızdı. Buna bir de henüz İslâm'ı hazmedemeyen
ve onun yayılması ile kurulan yeni dengelerden rahatsız olan kalburüstü
insanların iktidar kavgası ile Ans Oğullarından Ayhele adındaki kahinin
estirdiği kahpe rüzgar, bir anda hızlanarak bölgeyi kasıp kavurdu.

Siyah tenli olduğu için kendisine "Esved" lakabı verilen Ayhele, bundan sonra Esved el-Anisî
diye meşhur oldu. Çok kurnaz olan bu kahin, uzun boylu, dolgun, çok
heybetli, güçlü kuvvetli birisiydi. Büyük bir hatip, göz boyama ve
insanları kandırıp peşinden sürüklemede oldukça ustaydı. Bu özellikleri
sayesinde, kavmi tarafından el üstünde gezdirildi. İslâm'ın bölgede
yayılması ile biri psikolojik, diğeri sosyal ve siyasal iki rüzgarı
birden arkasına almayı başardı.

Allah Resûlü (sav)'in aldığı vahiy gerçeğini, tam olarak kavrayamayan,
ona verilen ilahi desteği göz ardı eden Esved, bir an için ‘Ben de onun gibi vahiy aldığımı söyler insanları peşimden sürüklerim’ ümidine kapıldı. (1)

Kahin olması, insanları etkileme yeteneği, onu daha da cesaretlendirdi.
Sana Kralı Bazan'ın Müslüman olması ile İslâm'ın Yemen'de Ebnalar
arasında yayılması, onların da aslen İranlı olması, bir anda dikkatleri
Ebnaların üzerlerine çekmiş, İslâm'a karşı milliyetçi duyguları
artırmıştı. Buna bir de İslâm düşmanlığı ve değişen dengelerden dolayı
ortaya çıkan rahatsızlık eklendi.

Bunun kaçırılmaz bir fırsat olduğunu düşünen Esved, havayı koklamaya
başladı. Rüzgarın kendi lehine esmesi için zemin hazırlamaya çalıştı.
Rüzgarın estiğini fark ettiği an, hemen harekete geçti. Kabilesinin tam
desteğini alarak büyük bir hareket başlattı. İslâm düşmanları olan,
Müzhiç Oğulları ve Necranlıların da katılmaları ile ciddi bir güç haline
gelen hareket, bir anda bölgeyi alt üst eden, önüne çıkanı yutan büyük
bir fitne kasırgasına dönüştü.

Halka, kendisine vahiy getiren bir meleği olduğunu söyleyen Esved,
hazırlık döneminde tespit ettiği insanların arzularını, isteklerini,
problemlerini sırlarını ve ihtiyaçlarını kullanarak, onları bu yönde
tatmin edince, halkı bir anda büyüledi. Casusları ve görevlendirdiği
adamlar vasıtası ile bilgi toplayan ve kendi hakkında büyük bir abartı
ile propaganda yaptıran Esved'in fitne kasırgası, daha da büyüyerek
önünde durulmaz hale geldi.

Esved, en önemli hedeflerinden biri olan Ebnaları yenip, reisleri
Bazan'ın oğlu Şehr b. Bazan'ı öldürdü. Eşi ile zorla evlendi. Bu durum,
onu daha da kuvvetlendirdi. Kalplerine henüz iman yerleşmemiş birçok
insan, fitne karşısında daha fazla duramayıp, dinden döndü. Bir anda
fitne ayyuka çıktı. İnsanlar şaşkın ve perişandı. Durumdan haberdar olan
Allah Resûlü (sav), gönderdiği mektuplar ve sahabeler ile bölgedeki
güçleri harekete geçirdi. Müslümanları organize ederek, Allah Resûlü
(sav)'in emri ile fitneyi durdurmak için büyük bir gayret içine
girdiler. O sırada, başka bir yerde büyük bir operasyon hazırlığı vardı.


Bölgenin İslâm'ı kabul etmesine vasıta olan Yemen Kralı Bazan'ın, Allah
Resûlü (sav)'e gönderdiği elçisi Feyruz b. Deylemî, bir anda etrafı
kasıp kavuran fitne karşısında şaşıp kalmıştı. O ve arkadaşları, bu
şaşkınlığı üzerlerinden atmaya çalışırken, Allah Resûlü (sav)'in
gönderdiği mektup, ona büyük bir manevi destek oldu. Ne olursa olsun bu
fitneyi söndürmeye ya da bu uğurda ölmeye karar verdi.

Feyruz b. Deylemî anlatıyor:

"Bazan, bize İslâm'ı anlatıp Müslüman olmamızı teklif ettiğinde, ben de
yanımdaki arkadaş da en küçük bir tereddüt yaşamamış, İslâm'a
samimiyetle inanmıştık. İslâm düşmanı Esved'in etrafa hakim olması ile
birlikte, samimiyetle inanmamış olanların, Esved'in yanında yer aldığı
büyük fitne sırasında, biz en küçük bir tereddüt yaşamadık. Allah
düşmanına inanmak bir tarafa, ona karşı kalbimizde en küçük bir meyil
dahi olmadı. Ondan kurtulmak için çareler arıyor, sürekli fırsat
kolluyorduk. O sırada Allah Resûlü (sav) bize ve bölgenin ileri
gelenlerine mektuplar gönderdi. Bu mektuplar bize büyük bir manevi
destek sağladı. Moralimizi yükseltti. Bizi toparlayıp birbirimize
yaklaştırdı. Birbirimizden destek alarak, her birimiz büyük bir ümitle,
Allah düşmanından kurtulmanın yollarını aramaya başladık. O sırada
Muhacir b. Ebû Ümeyye'nin Allah Resûlü (sav)'den duyduğu bir sözü bize
iletmesi, ümidimizi daha da artırdı…”

Allah Resûlü (sav) Esved'in yaptıklarını haber aldığında, aralarında
Muhacir b. Ümeyye'nin de aralarında bulunduğu Müslümanlara şöyle
buyurmuştu: "Siz Esved'i mutlaka öldüreceksiniz!" Müjdeyi
duyan Feyruz b. Deylemî, Dazaveyh ve Kays, büyük bir heyecanla Allah
düşmanından kurtuluş çareleri düşünmeye başladılar.

“Biz Esved
el-Anisî'nin hakkından gelme planları yaparken onun, başarıdan başı
dönmeye başlamış, gurur ve kibirden sarhoş olmuştu. Bu sarhoşluk onu
büyük yanlışlar yapmaya sevk etmişti. Etrafına karşı tavrı değişmiş,
hatta en önemli komutanı Kays b. Abdiyeğus'u dahi kırmıştı. Esved'e
karşı duyduğu güveni kaybeden Kays, kendi canından bile endişe etmeye
başlamıştı. Bu güvensizlik gittikçe derinleşerek, dikkatli gözlerin
dışardan bile göreceyi hale gelmişti.”

“Onun bu hali bizim de dikkatimizi çekmişti. Hemen gidip durumu amcam
Dazaveyh ile görüştüm. Amcam Müslüman değildi. Ancak çok güvenilir
biriydi. Esved'in yaptıklarına o da çok kızıyordu. Onunla Kays b.
Abdiyağus'un yanına gitmeye karar verdik. Bir yolunu bulup, Kays'a
ulaştık. Onun ile gizlice buluştuk. Ona yanlış yolda olduğunu anlattık.
İslâm'dan bahsederek, onu İslâm'a davet ettik. Bizi dikkatle dinleyen
Kays, gidip onunla görüşmemizden son derece memnun oldu. Kays, bizi
gökte ararken yerde bulmuş gibiydi. Teklifimizi hemen kabul etti.
Konuşma sonucunda, Allah düşmanından kurtulmanın en doğru yolunun
suikast olduğuna karar verdik. Hemen oturup Esved'e karşı büyük bir
suikast planı hazırladık. Buna göre İslâm birlikleri Esved'e karşı savaş
başlattığı sırada üçümüz, içerden harekete geçip ona karşı suikast
yapacaktık.”

“Esved'in komutanını, Kays'ı ele geçirince, suikast için bütün şartlar
oluşmuş oldu. Çünkü içerde en az onun kadar bize yardımcı olacak biri
daha vardı. Amcamın kızı Daza. Amcamın kızı Daza, eski Kralımız Bazan'ın
oğlu Şehr'in eşi idi. Esved, memleketimizi istila ettiğinde, Şehr'in
hanımını esir alarak, onunla evlenmişti. Daza, zorla yapılan bu
evlilikten dolayı, Esved'e çok kızgındı. Planın hazırlıklarını yapmak
için hemen harekete geçtik. İlk iş olarak, Kays'ın da yardımıyla
Esved'in sarayına girdim. Amcamın kızı Daza ile görüştüm. Ona :

- Ey amca kızı! Şu adamın başımıza getirdiği felaketleri, kötülük ve
belayı görüyorsun. Senin eşini öldürdü. Milletinin kadınlarına leke
sürdü. Erkekleri acımadan bir bir öldürdü. Kalanları da idareden
uzaklaştırarak etkisiz hale getirdi, dedim. Sonra Allah Resûlü (sav)in
bana gönderdiği mektubu ona göstererek:

- İşte şu Allah Resûlü (sav)’in özelde bize, genelde ise Yemen halkına
gönderdiği mektuptur. Allah Resûlü (sav) mektupta bizden ve Yemen
halkından yakılan bu fitne ateşini söndürmemizi istiyor. Bu konuda bize
yardımcı olur musun? Diye sordum. Daza:

- Size nasıl yardım edebilirim? Diye sordu. Ben:

- Onu buradan çıkarıp, öldürmek için bizimle işbirliği yaparak, dedim. Daza:

- Vallahi ben de bunu düşünmüştüm. Ancak sana açıkça söylemekten çekindim, dedi. Devamla:

- Muhammed'i müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderen Allah'a yemin ederim
ki, inancım hususunda bir an bile şüphe etmedim. Allah bu şeytandan
daha fazla kızdığım bir adam daha yaratmamıştır. İlk gördüğümden
itibaren ben onu facir, günahkar, hakkı gözetmeyen ve kötülük yapmakta
bir an dahi tereddüt etmeyen bir kişi olarak tanıdım, dedi. Ben:

- Onu nasıl öldürebiliriz? Diye sordum. Daza:

- Onu öldürmek çok zor. O çok tedbirli ve oldukça dikkatli biridir.” Dedi.

“…Daza ile bir plan konusunda karara varınca saraydan ayrılarak,
arkadaşlarımın yanına gittim. Planımızı onlara anlattım. Onlar da uygun
buldu. Hemen hazırlıklara başladık. Operasyon için bize yardım
edebilecek Müslümanlarla gizli bir toplantı yaptık. Onlara yapacakları
görevlerini anlattık. Parolayı, buluşma yerini ve zamanını
kararlaştırdık…”

“Gece olunca, üç arkadaş, yani ben, Dazaveyh ve Kays, kararlaştırdığımız
yer ve zamanda buluştuk. İçeri gireceğimiz odanın duvarına kadar
geldik. Duvarı delerek içeri girdik. Daza'nın odaya sakladığı silahları
bulup aldık. Lambayı yakıp ışığını kıstık. Sessizce Esved'in yattığı
odaya doğru ilerledik. Daza, karşılaşma ihtimalimiz olan nöbetçileri bir
şekilde oyalayıp, yolumuzdan çekmişti. Esved'in uyanıp sorun çıkarma
ihtimalini ortadan kaldırmak için de tedbir alan Daza, ona sızıp
kalıncaya kadar içki içirmişti. Esved'in odasının yanına vardığımızda,
Daza kapının önünde bekliyordu. Bizi görünce içeri girmemiz için işaret
etti. Üçümüz birlikte içeri girdik. Arkadaşlara:

- Hanginiz, kimsenin içeri girmemesi için kapıyı kollayacak? Diye sordum. Dazaveyh:

- Ben kapıyı kollarım, dedi. İçeri girdiğimizde, Esved bir köşede sızıp
kalmıştı. Dazaveyh içerden kapıyı tuttu. Esved'in uyanıp problem
çıkarmaması için Kays'a:

"İstersen işimizi sağlama almak için sen Esved'in kollarından tut, ben
boynunu vurayım. İstersen ben tutayım sen öldür? Dedim. O tercihi bana
bırakınca, kollarını tutmasını işaret ettim. Kays bir anda Esved'in
göğsünün üzerine oturdu. Kollarını sıkı sıkıya tuttu. Ben de hemen
bıçağımı çıkarıp, Esved'in boğazına sapladım. Bıçağı saplayınca feryad
eden adam, öküz gibi böğürmeye başladı. Deve gibi debelendi. Hızlı bir
hamlede boğazını kesip, başını gövdesinden ayırarak onu ebediyen
susturdum. Esved'in sesini duyan Muhafızlar, bir anda odaya doğru
koşuşmaya başladılar. Daza hemen odanın kapısına koşarak, askerlerin
önüne çıktı. Askerler: ‘Ne oluyor?’ Demeye kalmadan Daza:

- İşinize bakın! Allah'ın peygamberine vahiy geliyor, dedi. Askerler
Daza'ya inanarak, geri gittiler. Askerler gidince Esved'i kontrol ettik.
Esved, aldığı bıçak darbesi ile ölmüştü. Geceyi odada geçirdik. Sabah
olunca, odadan çıkarak gizlice surlardan birinin tepesine çıktık. Ben
dışarıda kalan Müslümanlarla anlaştığımız parolayı yüksek sesle
bağırarak söyledim:

"Allahu Ekber! Allahu Ekber! Allah'tan başka ilah yoktur. Muhammed Allah'ın Resulüdür. Esved el-Anisî yalancıdır."

“Müslümanlar benim söylediğim parolayı duyunca, saraya doğru ilerleyip
saldırıya geçtiler. Esved'in adamları savunma için hazırlanınca, yanımda
götürdüğüm Esved'in başını surların üzerinden askerlerin önüne attım.
Askerler, Esved'in kesik başını görünce ümitleri ve cesaretleri kırıldı.
Müslümanlar onların cesaretlerinin kırıldığını görünce saldırılarını
daha da yoğunlaştırdılar.”

“Müslümanlar ile Esved'in adamları arasında büyük bir savaş başladı. Gün
boyunca devam eden savaş sonunda, Müslümanlar büyük bir zafer kazanarak
Esved belasından kurtuldular.” (2)

Daha önce Allah (cc), Resulüne iki yalancı peygamber çıkacağını ve
ümmeti için sıkıntı olacağı bildirmişti. (3) Müslümanlar Esved el-Anisî
ile savaşırken, Allah Resûlü (sav) ölüm yatağında bulunuyordu. Onların
zaferi vahiyle kendisine bildirildi. Allah Resûlü (sav) yanında bulunan
sahabelerine müjde vererek:

-"Esved el-Anisî dün gece öldürüldü. Onu mübarek ehl-i beytten, mübarek bir adam öldürdü." Buyurdu. Sahabeler:

- Onu kim öldürdü ey Allah Resûlü (sav)?" diye sordular. Allah Resûlü(sav):

- Feyruz öldürdü. Feyruz kazandı, buyurdu.

Feyruz ve arkadaşları Esved'e karşı zafer kazanınca, durumu Allah Resûlü
(sav)'e bildirmek için müjdeci gönderdiler. Müjdeciler Medine'ye
vardığında, Allah Resûlü (sav) Rabbine doğru ebedi yolculuğuna çıkmıştı.



Dipnotlar:
1- İbn Sa'd, Tabakât, 5/534.
2- İbn Manzûr, Muhtasar Târîh-i Dımeşk, 20/336-344, 21/123-127.
3- Beyhakî, Delâilü'n-Nübüvve, 5/335.
muslim
muslim
ilim ehli

Mesaj Sayısı : 22

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz