HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

EBU SAİD ELHUDRİ (RADIYALLAHU ANHU)

Aşağa gitmek

EBU SAİD ELHUDRİ (RADIYALLAHU ANHU) Empty EBU SAİD ELHUDRİ (RADIYALLAHU ANHU)

Mesaj  muslim Salı Şub. 22, 2011 3:57 pm

Seçkin Hadis Râvisi

Ashabı Kiram’ın fakihlerinden biri... Sa’d b. Mâlik b. Sinan b. Ubeyd,
Adiyy b. Neccâr kabilesindendir. Babası, Medine’de İslâm tebliğe
başlandığında Müslüman olmuş, Ebû Said radıyallahu anhu Müslüman bir
ailede dünyaya gelmiştir.

Ebû Said el-Hudrî, Resulullah’ın hadislerinden binden fazla rivayet eden
Ebû Hureyre, Abdullah b. Ömer, Enes b. Mâlik, Ümmü’l-Müminin Âişe,
Abdullah b. Abbâs, Cabir b. Abdillah el-Ensârı ile birlikte “Muksirun”
adı verilen sahabelerden biridir.

Bu yedi sahabe, 16000’den fazla hadis rivayet etmiştir. Ebû Saîd
el-Hudrî, bin yüz yetmiş hadis rivayet etmiştir. Bunlardan 43 tanesi
Buhari ve Müslim’de, 26’sı yalnız Buhari’de, 52’si yalnız Müslim’de,
diğerleri öteki hadis kitaplarında bulunmaktadır. (1)

Ebû Saîd, Medine’de Mescid-i Nebevî’nin inşasına katılmış, Bedir
gazasında küçük olduğundan bulunamamış, on üç yaşında Uhud gazasına
babası ile katılmış ve bu savaşta babası Mâlik şehit olmuştur.

İşimiz o kadar yoluna girdi ki…

Babasının ölümünden sonra ailesinin geçimi ona kalmış ve önceleri açlık
çekmiş, karnına taş bağlamıştır. Ailenin kadınları, “Kalk da
Resulullah’a git, ondan bir şey iste, herkes istiyor!” dediklerinde,
önce gitmemiş, sonra Resulullah’ın huzuruna gittiğinde, onun şu hutbeyi
irad ettiğini görmüştür: “İstiğna gösteren ve iffeti muhafaza eden
insanları, Cenabı Hak âlemden müstağni (ihtiyaçsız) kılar.”

Bu sözü duyduktan sonra, bir şey istemeye cesaret edemeden dönmüştür.
Bunun sonrasını kendisi şöyle anlatır: “Resûli Ekrem’den bir şey
dilemeyerek döndüğüm halde, Cenâbı Hak bize rızkımızı gönderdi. İşimiz o
kadar yoluna girdi ki, Ensar içinde bizden daha zengin bir kimse
yoktu…” (2)

Ebû Said, Benû Mustalik ve Hendek gazalarına da katılmış, seferlere
çıkmıştır. Hudeybiye, Hayber, Mekke’nin fethi, Huneyn, Tebük gazalarında
bulunmuştur. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin on iki gazasında
yer almıştır.(3)

Hz. Ömer ve Osman devirlerinde Medine’de fetva vermiş, Hz. Ali devrinde Nehrevan savaşında bulunmuştur (Allah hepsinden razı olsun).

İlk haricî fitnesi!

Haricilere ilişkin şu rivayeti vardır: “Bir gün Resulullah bir şeyleri taksim ederken, bir adam geldi ve ona:
— Ya Resûlallah, adalet üzere hareket et, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem;
— Ben adalet etmezsem kim eder? Buyurdu. Hz. Ömer, adamın kellesini uçurmak istedi. Resulullah buyurdu ki:
— Hayır, bırak! Onun öyle arkadaşları olacak ki, onlar sizin
namazlarınızı, oruçlarınızı beğenmeyecek, fakat onlar bir ok yayından
nasıl çıkarsa dinden öyle çıkacaklar. Bunların içinde öyle bir adam
bulunacak ki, memelerinden biri kadın memesi gibidir. Bunlar, insanlar
bir fetret içinde iken zuhur edeceklerdir.

Ve o sırada bu adam hakkında şu ayet nazil oldu: “İçlerinden sadakalar
konusunda sana dil uzatanlar da var. Kendilerine ondan bir pay verilirse
hoşnut olurlar; eğer kendilerine ondan bir pay verilmezse hemen
kızarlar. Eğer onlar Allah ve Resûlünün kendilerine verdiğine razı olup
“Bize Allah yeter. Lütuf ve ihsanıyla Allah ve Resulü ileride bize yine
verir. Biz yalnız Allah’a rağbet eder (onun ihsanını ister)iz”
deselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu.” (Tevbe; 58-59.)

Ebû Said bu hadisi naklettikten sonra şöyle demiştir: “Şehadet ederim
ki, Resuli Ekrem bu sözleri söylemiş, yine şehadet ederim ki, bu adamı
Hz. Ali katletmişti. Bu adam teşhis olunurken vaka yerinde bulundum,
onun Resuli Ekrem’in tarif ettiği gibi olduğunu gördüm.''

Resulullah’tan duymadığımı nakledemem!

Ebû Saîd’in rivayetlerini nakledenler arasında Zeyd b. Sabit, Abdullah
b. Abbas, Enes b. Mâlik, İbn Ömer, Ebû Katade, Ebû Tufayl, Saîd b.
El-Müseyyeb, Tarık b. Şihâb, Ata, Mücâhid de bulunmaktadır.

Talebelerinden Kuz’a, Ebû Saîd’e, Resûlullah’ın namaz kılma şeklini
sorduğunda şöyle demiştir: “Resûli Ekrem öğle namazına durdukları zaman
birimiz kalkar, Baki’ye gider, ne işi varsa görür, ondan sonra evine
gelir, abdestini tazeler, sonra mescide döner, Resuli Ekrem’i birinci
rekâtta bulurdu” (4)

Ebû Said’e,
— Siz bu hadisi, bizzat Resuli Ekrem’den mi duydunuz? Diye soran Kuza’ya o şöyle cevap verir:
— Ben Resûli Ekrem sallallahu aleyhi vesellemden duymadığım şeyi nasıl naklederim? Evet, bizzat Resûli Ekrem’den duydum…

Medine valisi Mervân’ın, bir gün bayram namazında, namazdan evvel hutbe
okumasına cemaatten biri “Sünnete muhalefet ediyorsun!” diye karşı
çıkmış, Ebû Said de şöyle demiştir:
— Bu zat vazifesini ifa etmiştir. Resûli Ekrem Efendimizden duydum:
“İçinizden biri bir kötülüğü görür ve onu eliyle yok edebilirse hemen
onu yok etsin; eliyle yok edemezse diliyle yok etsin, o da olmazsa kalbi
ile yapsın. Bu da imanın en zayıfıdır.” (5)

Ebû Saîd, Resûlullah’tan her duyduğunu her zaman rivayet etmemiş,
ihtiyaç duyduğu zamanlarda, sünnetin yanlış uygulandığını gördüğünde,
hadis rivayet etmiştir. O, yoksullara, öksüzlere yardım etmiş, onları
evine alarak barındırmış ve terbiye etmiştir. Leys, Süleyman b. Amr
bunlardandır.

Ebû Said, H. 74 yılında seksen bir yaşında vefat etmiştir. Ashabın fakih
ve âlimlerinden olan Ebû Said’in Abdurrahman, Hamza ve Saîd adında üç
çocuğu olmuştur.

Dipnotlar: 1- Ahmed Naim, Sahîhi Buhârî Muhtasarı, Tecridi Sarih Tercüme ve Şerhi, I, 26 Mukaddime. 2- Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 449. 3- Sahîhi Buhâri, II, 251 3- Sahîhi Buhâri, II, 251. 4- Ahmed b. Hanbel, a.g.e., 111, 35. 5- Ahmed b. Hanbel, a.g.e., III, 10.
muslim
muslim
ilim ehli

Mesaj Sayısı : 22

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz