HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.

Join the forum, it's quick and easy

HİCRET
Allah'ın selamı hidayete tabi olanlara olsun

Hoş geldiniz lütfen üye olunuz.

Allah (c.c) size bu dünyada ve ahirette af ve afiyet versin amin.
HİCRET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

1-29 ANAYA, BABAYA İYİLİK ETMEK

Aşağa gitmek

1-29 ANAYA, BABAYA İYİLİK ETMEK  Empty 1-29 ANAYA, BABAYA İYİLİK ETMEK

Mesaj  dareyn Perş. Tem. 22, 2010 10:08 am


ALLAH Tealâ: «Biz, insana, ana-batasına iyilik etmesini emrettik.» buyuruyor . (Ankebût Sûresi, âyet: 8)
Abdullah îbni Mes'ud anlatmış ve şöyle demiştir:
«Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Se.lem)'e sordum ki, amellerin hangisi, şanı aziz ve yüce olan Allah'a daha sevgilidi r? ,
Buyurdula r ki:
— (Müstahab olan) vaktinde namaz kılmak.
— Sonra hangisidi r? dedim.
— Sonra, ana-babaya iyilik etmek, dedi.
— Sonra hangisidi r? dedim.
— Sonra, Allah yolunda cihad etmektir, dedi.
Bu hadîsi anlatan dedi ki, «Peygamber bu üç şeyi bana söyledi. Eğer ondan, daha ziyade soraydım, muhakkak bana daha söyliyecekti.»

T i r m i z î 'nin.,rivayetine göre, ana-babaya iyilik etmeğe dair olan ve bir kısım manası baş tarafa alınan âyet (Ankebut: 8),
S a ' d i b n i E b î V a k k a s hakkında nazil olmuştur.
Bunun anntesi, E b û S ü f y a n 'in kızı idi. S a ' d İslâm'ı kabul eden ilklerden olup, annesine ziyade hür*met ye iyilik ederdi.. Oğlunun kendisine düşkünlüğünü bilen anne, bir gün oğluna şöyle dedi:

«— Bu yeni ortaya çıkan din nedir? Allah'a yemin ederim ki, ne ye*mek yiyeceğim, ne içeceğim, tâ ki eski dinine dönersin; yâhud böylece ölür giderim ve sana da : "Ey anne katili! "denir.»

Bunu söyledikten sonra rkı gün yemek yemedi, bir şey içmedi. Nihayet oğlu Sa'd yanına varıp dedi ki :

«— Ey anneciğimi Senin yüz tane canın olsa ve teker teker bunlar çıksa, bulunduğum hak dini yine (erk etmem. İstersen yemeğini ye, istersen yeme.»

Anne ümidini kesince, artık yemeğe ve içmeğe başladı. Bu hadise ar*kasından da Allah Tealâ anaya-babaya iyilik etmeyi, şirkte onlara uymci-mayı emretti. Âyet-i kerîmenin manası şudur:

«Biz, insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Bununla bera*ber, hakkında bilgi sahibi olmadığın (îlâh tanımadığın) bir şeyi bana ortak koşman için sana emir verirlerse, artık onlara (bu hususta) itaat etme. Akıbet banadır dönüşünüz. Ben de işlemiş olduğunuz amelleri size haber vereceğim. (İyi-kötü cezanızı göreceksiniz).» (Ankebut: 8)

Abdullah İbni Ömer şöyle buyurmuştur:
«— Rabb'ın rızası, babanın rızasmdadır ve Rabb'm gazabı da babanın gazabın dadır.»

Hakîm'in babası Muaviye îbni Hayde anlatıyor: «— Dedim ki, ya Resûlallah; kime iyilik edeyim?
— Annene, dedi. Kime iyilik edeyim? dedim.
— Annene, dedi. Kime iyilik edeyim? dedim.
— Annene, dedi. Kime iyilik edeyim? dedim.
— Babana; sonra en yakına, ondan sonra en yakına... dedi,»

Ebû Hüreyre'nin (Allah ondan razı olsun) şöyle dediği rivayet edilmiştir; «Biri sordu : ,
— Ey Allah'ın Resulü, kime iyilik ebeyim? Hz. Peygamber: «— Annene,» dedi. Sonra kime? dedi. 'Hz. Peygamber: , «— Annene,» dedi. Sonra kime? dedi. Hz. Peygamber: ■— Annene,» dedi. .Sonra kime? dedi. Hz. Peygamber; «— Babana,» dedi.»

Allah'ın peygamber i (SallalhhU A leyhi ve Sellem) 'e bir adam geldi de şöyle dedi:
«— Bana ne emredersi n?»
Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
— Annene iyilik etmeyi,» dedi. Yine (adam) tekrarladı.
Hz. Peygamber (Sallallah U Aleyhi ve Sellem) :
«— Annene iyilik etmeyi,» dedi. Sonra dördüncü defa tekrarlar dı.
Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«— Annene iyilik etmeyi,» dedi. Yine (adam) tekrarladı.
Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«— Annene iyilik etmeyi,» dedi. Sonra beşinci defa tekrarladı.
Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«— Babana iyilik etmeyi,» dedi.

İbni Abbas'dan (Allah ikisinden de razı olsun) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Müslüman ana-babaya sahib olan bir müslüman, Allah'dan sevab bekliyere k onların hizmetind e bulunursa, Allah ona muhakkak Cennet'-den iki kapı açar. Eğer ana-babadan biri bulunursa, bir kapı açar. Eğer onlardan birini kızdırırsa (gazaba getirirse), onun rızasını kazanmadıkça, Allah o çocuktan razı olmaz, İbni Abbas'a soruldu:
— Eğer ana-baba, o çocuğa zulüm etmiş olsalar da mı?
— Çocuğa (dünya işlerinde) zulüm etmiş olsalar dahi (rızalarını almadıkça, Allah ondan razı olmaz), cevabını verdi.»

Tayaele Ibni Meyyas'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
«- Necdetgil ler'le(Haricîlerden Necdet ibni Amir'e mensub olanlar) beraberdi m. Büyük günahlardan olduklarını zannettiğim bir takım günahlar işlemiştim. Bunu îbni Ömer'e anlattım. Ibni Ömer:
«— Onlar hangi günahlardır,» diye sordu. Ben de şu ve şudur, dedim. «— Bu anlattıkların büyük günahlardan değildir. Büyük günahlar şu dokuz şeydir :
1 — Allah'a ortak koşmak (Allah'dan başkasına ibadet etmek, Al-lah'dan başkasını îlâh kabul etmek),
2 — Adam öldürmek,
3 — Savaşta düşman karşısından kaçmak,
4 — İffetli kadına zina iftirasında bulunmak,
5 — Faiz almak,
6 — Yetim malı yemek,
7 — Mescid-i Haram'da günah İşlemek, .
8 — İnsanı alaya ve maskaralığa alanın günahı,
9 - Kendileri ne isyan edilen ana-babanın ağlaması (bunları ağlatan çocuğun günahı).»
îbni Ömer bana dediki:
«— Cehennemden korkar mısın ve Cennete girmek ister misin? Ben:
«— Evet, vallahi,» dedim. Bana sordu: '. « Ana-baban hayatta mı?» . ,
«— Yanımda yalnız annem var,» dedim.
«— Allah'a yemin ederim ki, eğer annene yumuşak söz söylersen ve ona yemek yedirirse n, büyük günahlardan sakındıkça, muhakkak Cennet'e girersin,» dedi.

Urve'den rivayet edildiğine göre, (Ana-babanın her ikisine acıyarak tevazu kanadını indir. îsra: 24) âyet-i kerîmesinin tefsirind e şöyle demiştir:
«— Ana-babanın sevmiş oldukları herhangi (meşru) bir şeyi yerine getirmekt en kaçınma.»

Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Hazreti Peygamber (Salîallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«— Çocuk, hiç bir iyilikle babanın hakkını ödeyemez; ancak onu köle olarak bulur da onu satın alarak hürriyetine kavuşturursa eder.»

Ebû Musa El-Eş'arî'nin oğlu Ebû Bürde'clen rivayet edildiğine göre, şöyle anlatmıştır:
«— İhni Ömer, Yemenli bir adamın, sırtında annesini taşıyarak Kabe'yi tavaf ederken şöyle demekte olduğuna şahit oldu: «Annemin zelil bir devesiyim ben; (Başka) binekleri usansa da usanmam ben.»
Sonra (Yemenli) dedi ki:
«— Ey İbni Ömer, annemin hakkını ödemiş oldum mu, dersin?»
İbni Ömer, «Hayır!» dedi. Tek bir «Ah!» çekmesini dahi karşılaya-madm.
Sonra İbni Ömer tavafını bitirip Makam-ı İbrahim'e geldi de (orada) iki rekât namaz kıldı. Sonra şöyle dedi:
«— Ey Ebû Musa'nın oğlu (Ebû Bürde)! Her (tavaf sonunda kılınan) iki rek'at namaz, kendileri nden önceki günahları örterler.»

Akll'in azadlısı Ebû Mürre şöyle anlatmıştır: «— Halife Mervan, (hac farizasını edâ gibi bir iş için Medine'den dışarı çıktığı zaman) Ebû Hüreyre hazretler ini yerine vekil bırakırdı. Ebû Hüreyre, Medine civarında Zü'1-Hüleyfe adındaki yerde otururdu. Annesi bir evde, kendisi de başka bir evde ikâmet ederdi. Evden çıkıp gideceği zaman, annesinin kapısında durup şöyle derdi:
. «— Esselâmu aleyki = Selâm üzerine olsun, ey anneciğim; Allah'ın rahmeti de bereketle ri de... (üzerine olsun.)»
Annesi de şöyle derdi:
«— Senin de üzerine olsun selâm, ey yavrum; Allah'ın rahmeti de bereketle ri de...»
Sonra şöyle derdi:
«— Beni küçükken (şefkatle) nasıl yetiştirip terbiye ettinse, Allah da sana merhamet etsin.»
Annesi şu cevabı verirdi:
«— Yaşlı halimde bana (acıyarak) nasıl iyilik ve ihsan ettinse, Allah da sana merhamet etsin.»
Sonra (Ebu Hureyre), evine döneceği zaman aynı şeyi yapardı.»

Abdullah îbni Amir şöyle anlatmıştır :
Ebeveynin i ağlar halde bırakıp da hicret etmek için, Peygamber (Aleyhissa lâtü vesselam) 'a teslimiye t gösteren, (ona bey'at eden) bir adam geldi.
Hazreti Peygamber o adama dedi ki:
«— Ana-babana dön, onları nasıl ağlattmsa, onları güldür ve sevindir.»

Ebû Hazim'den nakledild iğine göre:
Ebû Talib'in kızı Ümnıü Hanî'nin azadlısı Ebû Mürre kendisine şu haberi vermiştir:
Ebû Mürre, binitli olarak Ebû Hüreyre ile birlikte onun AKÎK'deki arazisine gitmişti. Ebû Hüreyre, kendisine ait yere vardığı zaman, yüksek sesi ile şöyle çağırmıştı:
«— Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketle ri üzerine olsun, ey anneciğim!»
Annesi şöyle cevap veriyordu:
«— Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketle ri senin de üzerine olsun.»
Ebû Hüreyre; annesine:
«— Küçük yaşımda beni nasıl (merhametl e) terbiye edip yetigtird in-se, Allah da sana merhamet etsin.»
Annesi cevap veriyordu:
«— Yavrum, seni de Allah hayırla mükâfatlandırsın; ve ihtiyar yaşımda bana iyilik ve ihsanda bulunduğun (ve beni razı ettiğin) gibi, Allah senden razı olsun.»

Ebû Bekre, Hazreti Peygamber (Salİallafıü Aleyhi ve Seîlemi'in şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
«— Size büyük günahların en büyüğünü bildireyi m mi?» (Bu sözü üç defa tekrarladılar).
Ashafc, «— Evet ya Resûlallah,» dediler. Buyurdula r ki:
«— Allah'a ortak koşmak ve ana-babaya isyan etmek.»
Sonra Hazreti Peygamber yaslanmışken oturdular .
«— Dikkat edin! Yalan söylemek de...»
Bu sözü tekrar ediyorlar dı, hatta (üzülmesin diye, kendi kendime) «Artık söylemeseydi temennisi nde bulunmuştum.»

Muğîyre İbni Şu'be'nin kâtibi Verrad'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: ;
«— Muaviye, Muğîyre'ye mektup yazdı ki, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemyde n işittiğin şeyden bana yaz.» -
Verrad yine şöyle dedi:
— Muğîyre bana yazdırdı, ben de elimle şunu yazdım:
— Ben Hazreti Peygamber in, çok sormaktan; (ve dilenmekt en), mili zayi' etmekten dedi-kodudan alıkoyduğunu (bunları yasakladığını) kendisind en işittim.»

Ebu't-Tuieyl'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir : «— Hazreti Ali'ye soruldu ki, Hazreti Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), bütün insanlara söylemediği bir şeyi size özel olarak bildirdi mi?»
Hazreti Ali, şu cevabı verdi:
«— Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bütün insanlara ait kılmak-sızın, bize Özel olarak bir şey söylemedi; yalnız şu kılıcımın kınında bulunan (kâğıttakiler) müstesna...»
Sonra (kılıcın kınından) bir sayfa çıkardı, orada şu yazılıydı: «— Allah adından başkasına (putlara veya şahıslara) hayvan kesene Allah lanet etsin. Arazinin sınır taşlarını çalana Allah lanet etsin. Ana-babasına lanet edene Allah lanet etsin. Bir fesatçıyı himaye edene Allah lanet etsin.

Ebu'd-Derdâ şöyle demiştir:
«Resûlüllah (SaltaîlahüA leyhi ve Selle m) bana şu dokuz şeyi emretmiştir:
«(1) Parça parça doğransan veya ateşte pişirilsen liile, Allah'a hiç bir şeyi ortak etme.
(2) Kasden (özür olmaksızın) farz namazı asla terk etme; onu kas-den terk edenden Allah'ın himayesi kalkmış olur.
(3) Asla şarap içme; çünkü o, her kötülüğün anahtarıdır.
(4) Ana-babana itaat et.
(5) Yerinden çıkmanı emrederle rse (çıkmana izin verirlers e), onların rızasını kazanmak için çık.
(6) Kendini haklı zannetsen bile, başındaki idarecile rle çekişme (onlara, müslüman oldukları müddet karşı çıkma).
(7) Arkadaşların kaçsa ve helak dahi olacak olsan, sen muharebed en kaçma.
(Karizmatik Zenginliğinden ailene yedir ve harca.
(9) Ailene kırbacım kaldırma; onları Aziz ve Celîl olan Allah hakkı için korkut.»

Rivayet edildiğine göre Abdullah Ibni Amr şöyle dedi:
Bir adam Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Selîem) 'e geldi ve şöyle söyledi :
«— Ana-babamı ağlar bırakarak hicret etmek üzere senin emrini almağa geldim. (Hazreti Peygamber ona) dedi ki:
«— Onlara dön, onları nasıl ağlattmsa, öylece onları sevindir, güldür.»

Abdullah îbni Amr dedi ki, cihada gitmek isteyen bir adam Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve Seiîem) 'e geldi. (Hazreti Peygamber ona sorarak şöyle) dedi:
«— Ebeveynin hayatta mı?» (O adam da) : «Evet!» dedi. Bunun üzerine Hazreti Peygamber:
(Madem ki müslüman ana-baban var,) onlar için gayret et, çalış.
(Kendileri ne iyilik ve ihsan et); buyurdu.»

Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (Satlallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Yazıklar olsun o kimseye, yazıklar olsun o kimseye, yazıklar olsun o kimseye.. .»
Ashab:
«— Ya Resûlallah, kimdir o?» dediler.
Hazreti Peygamber:
«— O kimsedir ki, yanında ana-babasına, yahud bunlardan birine ihtiyarlık erişmiş de Cehenneme girmiştir.» buyurdu.

Sehl'in babası Muaz'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) dedi ki:
«— Ana-babasına iyilik edene Cennet olsun, Azîz ve Celîl olan Allah onun ömrüne bereket versin (ömrünü çoğaltsın.)»

Allah Azze ve Celle'nin :
«— Eğer ana-baba d an biri veya ikisi senin yanında ihtiyarlık haline ulaşırsa, sakın onlara öf bile deme ve onları azarlama. İkisine de acıyarak tevazu kanadını indir ve şöyle de : . , !
«— Ey Rabbim! Onlar, beni küçükken (merhametl e) terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de kendileri ne merhamet et. (İsra; 23, 24)» âyet-i kerîmesini, Berâe (Tevbe) Sûresinde olan:
«— Müşriklerin Cehenneml ik oldukları müminlere belli olduktan sonra—bunlar akraba bile olsalar— artık onlar için ne peygamber in, ne de mümin olanların mağfiret dilemeler i yoktur. (Tevbe: 113)» âyet-i kerîme nesh ettiğini = hükmünü kaldırdığını İbni Abbas anlatmıştır.

Sa'd İbni Ebi Vakkas'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir : «— Benim hakkımda, Allah Tealâ'nın kitabından dört âyet nazil oldu. Annem, ben Hazreti Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den (dininden) ayrılmadıkça, yememeğe ve içmemeğe yemin etmişti. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle) şu âyeti inzal etti:
— Eğer ana-baban, bilmediğin (benimseme diğin şirkten) bir şeyi,
bana ortak koşman için seni zorlarlar sa, bu takdirde kendileri ne itaat etme. Onlara dünyada iyi bir şekilde sahiblik et. (Günah olmıyan işlerde onlara yardımcı ol, itaat et.» (Lokman : 15).
(İkincisi) : Ben, (savaş ganimetin den) çok hoşuma giden bir kılıç almıştım. Dedim ki, ey Allah'ın Resulü! Bunu bana hibe et. Arkasından: ■— Ey Resulüm, sana ganimet malından soruyorla r...» (Enfal: 1)
âyeti nazil oldu.
(Üçüncüsü) : Ben hastalanmıştım. Resûlüllah (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) bana geldi. Dedim ki, ey. Allah'ın Resulü! Ben malımı bölmek istiyorum, yarısını vasıyyet edeyim mi?» Peygamber:
«— Hayır!» dedi. Üçte birini, dedim Hazreti Peygamber sükût etti. Bundan sonra üçte bir vasıyyet caiz oldu.
(Dördüncüsü) : Ensar'dan bir topluluk ile şarap içmiştim. Bunlardan bir adam, (Mekke yolu üzerinde) Lehyey Cemel adındaki yerde burnuma vurdu. Ben de (şikâyet için) Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) 'e vardım. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celte), şarabı haram kılan âyeti inzal etti. (Bakara: 219)

Hazret-i Ebû Bekir'in kızı Esma'dan:
«— Peygamber (Sallallahü A leyhi ve Sellem)'in (Hudeybiye) muahedesi zamanında, annem (kendisine iyilik ve ihsan etmeme) rağbet eder olduğu halde bana geldi. Ben de Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selîem) 'e sordum : Ona iyilik edeyim mi (hediyelik bir şey vereyim mi) ?
Hazreti Peygamber: «EVET!» buyurdu.
îbni Uyeyne demiştir ki:
Bu hâdise üzerine:
«— Allah, din hususunda sizinle savaşmamış, sizi yurdlarımzdan da çıkarmamış kimselere sadâkat göstermenizden, onlara iyilik etmenizde n, onlara adalet yapmanızdan sizi yasaklama z. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (Mümtehine Sûresi 8» âyetini Allah (Azze ve Celle) indirdi.

İbni Ömer'in şöyle dediği işîtilmiştir:
«— Hz. Ömer''(Allah ondan razı olsun), satılmakta olan ipek işlemeli bir elbise gördü. (Hz. Peygamber e hitaben):
«— Ya Resûlallah; bu elbiseyi satın al, cuma günü ve heyetler sana geldiğinde onu giyersin, dedi. Hz. Peygamber: .

«— Bunu, ancak (âhirette) nasibi olmayan kimse giyer; buyurdu. Sonra Hazreti Peygamber e bu elbiseler den verildi. Hazreti Ömer'e (bunlardan) bir elbise gönderdi. Hazreti Ömer dedi k;, (Ya Resûlallah,) ben bu elbiseyi nasıl giyeyim, zira bu elbise hakkında söylenmesi gerekli şeyi söylemiştin Hazreti Peygamber :
«— Ben onu, giymen için sana vermedim. Onu satarsın, yahut (müs-lüman olmayan birine) giydirirs in,» buyurdu. Bunun üzerine, Hazreti Ömer, henüz müslüman olmamış Mekke'deki (ana bir yahut süt) kardeşine o elbiseyi gönderdi.»

Abdullah İbni Amr'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Peygamber (Sallaüahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
«— Adamın ana-babasına sövmesi, büyük günahlardandır.»
Ashab:
*— Nasıl söver,» dediler.
Hazreti Peygamber:
«— Bir kimse, bir adama kötü söz söyler (söver) de tutar bu adam, o kimsenin ana ve babasma söver.» buyurdu.

Abdullah İbni'l-As'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: «— Babasının sövülmesine insanın sebep olması, Allah katında büyük günahlardandır.»

Ebû Bekre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle dediğini anlatmıştır :
«(Adil ve müslüman idareciye) karşı çıkmak, akrabalar la ilgiyi kesmek günahından daha çok dünyada cezası peşin verilmeye lâyık hiç bir günah.yoktur; âhirette bu günah sahibi için hazırlanmış olan azab olmakla beraber.. .»
dareyn
dareyn
ilim ehli

Mesaj Sayısı : 482
Yaş : 49
Nerden : Dünya

http://my.opera.com/muhacir/blog/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz